2,876 Research products, page 1 of 288
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Demirel, Ahmet;Demirel, Ahmet;Publisher: III. Uluslararası Eğitim Bilimleri Ve Sosyal Bilimler SempozyumuCountry: Turkey
Bu çalışmanın amacı yapılan bilimsel araştırmalardan hareketle konuşma kaysının nedenlerinin ve bu kaygının giderilmesinde işe koşulabilecek uygulamaların genel olarak ortaya konmasıdır. Bu amaçla verilerin elde edilmesinde nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde doküman incelemesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda konuşma kaygısı nedenlerinin ve azaltılması için başvurulabilecek uygulamaların gerek anadilde gerekse yabancı dilde benzer olduğu görülmüştür. İncelenen bilimsel metinlerden hareketle araştırmada ulaşılan sonuçlar şöyle sıralanabilir: Genel olarak konuşma kaygısı olumsuz eğitim öğretim ortamları, not verme ve korkutma amacıyla yapılan ölçme ve değerlendirme uygulamaları, olumsuz tutum ve düşünceler, dil bilgi ve becerisi eksikliği gibi farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Konuşma kaygısının giderilmesinde dil pratiğine dayalı öğrenciyi aktif kılan rol oynama, tiyatro, hazırlıklı konuşma, hazırlıksız konuşma, akademik çelişki gibi yöntem ve teknikler kullanılabilir. Ayrıca mikro öğretim, doğrudan öğretim gibi rehberliğe önem veren modellere başvurulabilir. Bunların dışında konuşma kaygısının azaltılmasında olumlu ve yapıcı geribildirimler de etkili olabilmektedir. The aim of this study is to determine the causes of speech anxiety and applications to reduce this anxiety based on scientific research. For this purpose, document analysis was conducted within the framework of qualitative research approach to obtain the data. As a result of the study, it was seen that the reasons of speech anxiety and the applications that can be applied in reducing this anxiety were similar in mother tongue and foreign language. Based on the studies examined, the following conclusions can be reached in this research: Generally speaking anxiety is caused by different reasons such as negative educational environments, measurement and evaluation practices for grading and scare, negative attitudes and thoughts, and lack of language knowledge and skills. Methods and techniques such as role playing, theater, prepared speech, unprepared speech, academic contradiction that can make the student active based on language practice can be used in the elimination of speech anxiety. In addition, such as micro-teaching, direct teaching models that rely on guidance can be applied. In addition, positive and constructive feedback can also be effective in reducing speech anxiety.
- Other research product . Other ORP type . 2013Open Access TurkishAuthors:Feride Karaca; Soner Yıldırım;Feride Karaca; Soner Yıldırım;Country: Turkey
Ankara’da Bir İlköğretim Okulunda Teknoloji Kullanımına İlişkin Profesyonel Gelişim Stratejileri. Bu çalışmada, öğretmenlerin teknoloji kullanımını arttırmak amacı ile Toci ve Peck (1998) tarafından önerilen sitemik yaklaşım prensipleri kullanılarak çeşitli profesyonel gelişim stratejileri öne sürülmüştür. Çalışma Ankara’daki bir ilköğretim okulunda yapılmış olup, çalışmanın katılımcıları 41 öğretmen ve 3 okul yöneticisinden oluşmaktadır. Çalışma verileri anket, görüşme ve gözlem gibi bir çok farklı yöntemler kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın başında, okuldaki mevcut teknoloji kullanım durumunun belirlenmesi amacı ile öğretmenlere bir anket uygulanmıştır. Daha sonra, okul yöneticileri ve öğretmenlerin de fikirleri alınarak çeşitli profesyonel gelişim stratejileri tasarlanmıştır. Bu stratejiler, okul yöneticilerinin de yardımı ile uygulanmıştır. Bu çalışmada uygulanan stratejiler teknoloji entegrasyonu sürecinde yaşanan sıkıntıların üstesinden nasıl gelinebileceği konusunda okul yöneticileri ve öğretmenlere yardımcı olacaktır. Ayrıca, bu çalışma, teknolojinin müfredata ne şekilde entegre edileceği ve okulların teknoloji entegrasyonu konusunda nasıl desteklenebileceği konularında politika yapıcılara da önerilerde bulunmaktadır. Utilizing a systems approach by Toci and Peck (1998), this study is designed to offer some strategies to facilitate teachers’ technology use. The present study was conducted in a public elementary school in Ankara, Turkey and the participants involved all the teachers and administrators from this elementary school, including 41 teachers and 3 administrators. The data was collected by the use of multiple methods, involving surveys, interviews and observations. At the beginning of the study, a teacher survey was administered to identify the current state of technology use in the school. After defining the current state of technology use, the researcher took the opinions of the school staff about the most appropriate professional development strategies. Then, using a systems approach by Toci and Peck (1998) as a framework, these professional development strategies were implemented with the help of school administrators. These strategies might be helpful for the school principals and teachers in their struggle during the technology integration process. Moreover, the present study provides suggestions to the policy makers about how to integrate technologies into curriculum and support the schools in technology integration process.
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü;İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü;Publisher: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim UniversityCountry: Turkey
Üç kamu bankası konut sahibi olmak isteyenler için “Enflasyona Endeksli Konut Kredisi” ürününü kullanıma sundu. Kampanyayı değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nden Dr. Öğr. Üy. Lokman Kantar, “Tabi buradaki varsayım enflasyonun kademeli olarak düşeceği beklentisidir. Aksi halde bu üründen beklenilen fayda elde etmek mümkün olmayacaktır” şeklinde açıklamada bulundu. Kamu bankaları enflasyon korumalı mevduat hesabının ardından enflasyona endeksli konut kredisi sunmaya başladı. Bu noktada Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank enflasyona endeksli konut kredisi uygulaması başlattığını duyurdu. Enflasyona Endeksli Konut Kredisi ile 120 aya kadar vade seçeneği sunulurken, faiz oranları Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) bağlı olarak değişecek. Böylece enflasyon oranıyla birlikte taksit tutarları da düşecek.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Mustafa Akyol; Muhammet Baştuğ;Mustafa Akyol; Muhammet Baştuğ;Country: Turkey
In this research, it is aimed to determine the effect of structured reading fluency method on fluent reading and comprehension skills of 3th-grade primary school students studying in normal classes. The research is a quasi-experimental design. The 3th-grade students who study at a primary school connected to the central district Yüreğir in Adana, in 2013-2014 education year constitute the study group of the research. Applications with structured reading method were carried out in the researcher’s own class and another one of 3th-grade brunches was determined as control group. Experiment group (n=27) and control group (n=28) were determined by keeping illiterate students in the classes of experiment and control groups and private educations students away from the groups. In the research, measurements of pretest and posttest of students’ skills in reading accuracy, prosodic reading, and comprehension were recorded in video media and evaluation studies were carried out by watching these records. In the pretest and posttest measurements, the percent of the number of words students correctly read in a minute and the number of correctly read words was calculated. Students’ skills of prosodic reading were measured by using “prosodic reading scale”. In measurement of comprehension skills, open -ended questions were used to measure literal and inferential comprehension. When the research data was analyzed, it was seen that structured reading studies is an effective method on improving students’ reading accuracy, prosodic reading and reading comprehensions skills. Bu araştırma ile yapılandırılmış akıcı okuma yönteminin normal sınıflarda öğrenim gören ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin akıcı okuma ile okuduğunu anlama becerileri üzerindeki etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma yarı deneysel bir desende gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2013-2014 eğitim öğretim yılında Adana ili Yüreğir merkez ilçesine bağlı bir ilkokulda öğrenim gören üçüncü sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Yapılandırılmış akıcı okuma yöntemi ile uygulamalar çalışmacının kendi sınıfında yapılmış ve okulda bulunan üçüncü sınıf şubelerinden bir diğeri de kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Yapılandırılmış akıcı okuma yönteminin uygulandığı deney grubunda 28, kontrol grubunda ise 30 öğrenci yer almıştır. Akıcı okuma becerileri video kayıtlar üzerinden değerlendirilmiştir. Okuma hızı ve doğru okuma başarısı 1 dakikada okunan doğru kelime sayısı ve yüzdesi ile hesaplanmıştır. Okuma prozodisi ise Prozodik Okuma Ölçeği kullanılarak ölçülmüştür. Okuduğunu anlama becerilerinin ölçülmesinde açık uçlu sorular kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yapılandırılmış akıcı okuma yöntemi öğrencilerin ön test ve son test puanları arasında okuma hızında anlamlı bir farklılık yaratmazken, doğru okuma, prozodik okuma ve okuduğunu anlama başarısında anlamlı farklılık oluşturmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2017Open Access TurkishAuthors:Çalak, Aysun;Çalak, Aysun;Publisher: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüCountry: Turkey
Kavram olarak fazla bilinmemesine rağmen, iş hayatında hiç de yabancı olunmayan “mobbing” kavramı işletmelerde psikolojik taciz olarak tanımlanabilmektedir. İşyerinde zorbalık, yıldırma ve duygusal taciz, ya da uluslararası kabul görmüş adıyla mobbing, bir kişinin ya da bir grubun hedef seçilmiş kişiye karşı uyguladıkları ısrarlı, sistematik, aşağılayıcı, hakir görücü, yıldırıcı, haksız söz ve davranışlardır. Bu süreç, işletmede huzurlu çalışma ortamına zarar vermekte, sistemli ve sürekli olarak gerçekleştirilen bu uygulamalar, herhangi bir sınır tanımamaktadır. Birçok ülkedeki örgütlerde yaşanıldığı halde tanı konulamayan, önemsenmeyen, çoğu zaman görmezlikten gelinen ve hatta konuşulması bile rahatsızlık veren mobbing sürecinin mağdurları bu süreçten çıkış yolu bulmakta zorlanmaktadırlar. Karşılaştığı ve çaresiz kaldığı bu süreçte kendine güveni kaybettirilen iş gören pek çok olumsuzlukla karşılaşabilmekte, her şeyini tükettiği endişesi ile istifa etmek zorunda kalmaktadır. İş yaşamında gerçekleşen mobbing eylemleri, çalışanlarda kaygı, suçluluk, stres, depresyon, öfke gibi olumsuz duygular yaratan önemli etmenlerdir. Özellikle gelenekçi sosyo-kültürel değer yargılarının, kıskançlığın, “güçlü olma” ya da “görünme” kaygısının, saldırgan davranma eğiliminin, kişisel yetersizlik duygusunun ve rekabetin körüklediği bu davranışlar, günümüz iş dünyasında sıklıkla görülmeye başlayan ve gerek çalışanlar gerekse örgütsel işleyiş açısından önemli sorunlar doğuran hareketlerdir. Bu çalışmanın amacı, işyerinde mobbing kavramı, süreci ve boyutları, mobbingi uygulayanlar ile mağdurların kişilik özellikleri ve mobbing sürecinin bireyler üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Çalışmada yaşanmış mobbing vakalarınayer verilerek, mobbingin önlenmesine yönelik bireysel, yönetsel ve hukuksal boyutta önerilere yer verilmiştir. abstract Even though it is not a common expression, it is not also unfamiliar at workplaces, it is called emotional abuse or in other words mobbing. Bullying and harassment are situations where a worker or supervisor is systematically mistreated and victimized by fellow workers or supervisors through repeated negative acts like insulting remarks and ridicule, verbal abuse, offensive teasing, isolation, and social exclusion, or the constant degrading of one's work and efforts. This mobbing process damages even peaceful workplaces and as it continuously and systematically grows, there are no limits. As this phenomenon not easily diagnosed, in some cases ignored or even not being discussed at workplaces in organizations in some countries, victims might have some difficulties of coping with it. The workers who encounter with this mobbing process might have several problems. For instance, she/he might have some anxieties of losing everything she /he has; therefore, they feel like they have to resign. Mobbing at workplace can cause anxiety, guilt, stress, depression and anger on employees. In today’s business world the following movements have begun to be seen often. Especially traditionalist socio-cultural values, jealousy, being powerful or tendency to have aggressive behaviours, a sense of personal inadequacy and all these behaviours which are fueled by competition cause serious problems on both employees and corporations. The main aim of this study is to analyze workplace mobbing and its process and dimensions, the personal traits of mobbing perpetrators and victims; similarly, to analyze the effects of mobbing process on people. In this study, it is also aimed to stop mobbing incidents by exemplifying some true life mobbing that have been lived under different circumtances. Thus, certain recommendations on individual, managerial and legal basis were given in order to stop mobbing phenemenons.
- Other research product . Other ORP type . 2012Open Access TurkishAuthors:Tanhan, Fuat; Kayri, Murat;Tanhan, Fuat; Kayri, Murat;Country: Turkey
Üniversite öğretim elemanlarının, öğretmen adayları tarafından nasıl algılandıkları ve bu algının hangi demografik değişkenlerden etkilendiğini ortaya koymak araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın evreni 2009-2010 eğitim-öğretim döneminde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğrenim gören lisans öğrencilerinden oluşmaktadır. Olasılığa dayalı örnekleme yöntemlerinden tabakalı yöntem ile 1, 2, 3 ve 4. sınıf öğrencilerinden toplam 500 birey araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Çalışmada araştırmacılar tarafından geliştirilen Öğretim Elemanlarını Algılama Ölçeği (ÖAÖ) kullanılmıştır. Örneklemde yer alan bireylerin ölçme aracından almış oldukları puan açısından heterojen bir yapı sergileyebilecekleri ve bu anlamda örneklemdeki bireylerin ayrı evrenlerden gelebilme durumlarından hareketle, bağımlı değişken İki Aşamalı Kümeleme (Two-Step Cluster) analizine tabi tutulmuştur. Öğrencilerin algıları üzerinde etkili olabilecek yordayıcılar karar ağaçları tekniklerinden Chaid analizi ile modellenmiştir. Chaid analizi sonucunda Öğretim Elemanlarını Algılama Ölçeği'nin (ÖAÖ) tümünden elde edilen ağaç yapısında, yordanan değişken üzerinde, önem sırasına göre öğrencilerin üniversitede aldıkları eğitimi yeterli bulup bulmamaları, okudukları bölümü isteyerek seçip seçmemeleri ve cinsiyet değişkenleri anlamlı bulunmuştur. This study aims to examine prospective teachers' perceptions of faculty members and the demographic variables affecting these perceptions. The population of the study consists of undergraduate students attending the Faculty of Education of Van Yüzüncü Yıl University in the 2009-2010 academic year. A total of 500 students in their 1st, 2nd, 3rd and 4th year of university education, selected using stratified random sampling, made up the sample of the study. For data collection, the Perception of Faculty Members Scale (PFMS) developed by the researchers was used. Considering that scores received by the participants from the scale may have a heterogeneous structure, indicating that the individuals in the sample may have come from different populations, the dependent variable was subjected to a two-step cluster analysis. Predictors that may affect students' perceptions were modeled using Chaid analysis. The tree structure that emerged after the Chaid analysis of the Perception of Faculty Members Scale (PFMS) showed that the variables of whether the students perceive the university education they receive as adequate, whether they are attending the department of their choice, and gender were significant predictors of the dependent variable, in this order of significance.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Alim, Tülay Baran;Alim, Tülay Baran;Country: Turkey
İklim koşulları açısından oldukça zor bir cephe olan Irak Cephesi, İngilterenin bölgeye ilişkin siyaseti açısından oldukça önemliydi. İngilizler Abadan petrollerini korumak, kutsal cihat açılmasını engellemek, Türk kuvvetlerinin Hindistanı tehdit etmesini önlemek amacıyla Irak Cephesini açmışlardır. 10 Ocak 1916 tarihinde aynı zamanda Enver Paşanın amcası olan Halil Kut Irak grubu komutanı olmuştur. Halil Kut Kutül Ammare Muharebelerinde İngilizlere karşı büyük bir başarı kazanmış ve İngiliz Fırkası Komutanı General Townshend başta olmak üzere çok sayıda İngiliz generali esir almıştır. Büyük sevinç yaratan bu başarının ardından Enver Paşa Iraktaki 13. Kolorduyu İran Seferine çıkarma kararı almıştır. Halil Paşa başta olmak üzere birçok kişinin karşı çıktığı bu karar Enver Paşanın ısrarı ile hayata geçirilmiştir. Bu ise İngilizlerin yeniden toparlanmasına neden olmuş ve Kut, bir süre sonra İngilizler tarafından yeniden ele geçirilmiştir. Bu özelliği nedeni ile Irak Cephesi Birinci Dünya Savaşı cepheleri içinde başlangıçta kazanılan ancak daha sonra kaybedilen bir cephe olarak ayrı bir dikkate ve öneme sahiptir. Iraq, which was a very difficult front due to harsh weather conditions, was particularly important in terms of Britains policy for this region. The British opened the Iraqi front to protect Abadan oils, to impede holy jihad, and to prevent the Turkish forces from threatening India. Halil Kut, who was also the uncle of Enver Pasha, was appointed the Iraq group commander on 10 January 1916. Halil Kut gained a great success against the British in Kut-al- Amara Battles, and captured many British generals including the British Division Commander General Townshend. After this great success, Enver Pasha decided to send the 13th Army Corps in Iraq to Iran. Despite the opposition of a great deal of authorities, especially Halil Pasha, this decision was actualized at Enver Pashas insistence. As a result, the British forces recovered and recaptured Kut after a short while. Therefore, the Iraqi front, which was initially won but was subsequently lost, is especially striking among the fronts of the First World War.
- Other research product . Other ORP type . 2013Open Access TurkishAuthors:Şentürk, Sibel; Büyükaslan, Betül;Şentürk, Sibel; Büyükaslan, Betül;Country: Turkey
Amaç: Bu çalışma, hemşirelik son sınıf öğrencilerinin adli hemşirelik konusundaki bilgi ve görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, Mart 2009 tarihinde tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışma- nın örneklemini araştırmaya katılmayı kabul eden 50 öğrenci oluşturdu. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından literatür desteği ile geliştirilen 22 soruluk anket formu kullanıldı. Veriler, sayı-yüzdelikler ve ki-kare testi kullanılarak değerlendiril- di. Bulgular: Araştırmaya katılanların tümü kız öğrenci olup, yaş ortalaması 22.2 1.5di. Öğrencilerin %84.0ının adli hemşirelik hakkında bilgisinin olmadığı, %94.0ının adli hem- şireliğin ayrı bir disiplin olması gerektiğini, %60.0ının da adli hemşirelik hakkındaki eği- timin temel mesleki eğitim sonrasında verilmesi gerektiğini düşündükleri belirlendi. tti. Öğrencilerin %48.0ı adli hemşirelerin çalışma alanlarının hastaneler olduğunu, %72.0ı adli hemşireliğe gereksinim olduğunu ve %58.3ü ise adli hemşireliğe, adli vakaların daha net aydınlatılması için gereksinim olduğunu ifade etti. Sonuç: Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin adli hemşirelik hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı saptandı. Objective: The present study was conducted in order to determine knowledge levels about forensic nursing of senior nursing students. Material and Methods: This study was conducted March 2009 as a descriptive design. The sample of the research was made up by 50 students who accepted to participate in the research. As the data collection tool, a questionnaire form of 22 questions developed by the researches with the help of literatüre was used. The data analysis was performed using numbers-percentages and chi-square test.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Cevher, Nilay; Soylu, Demet;Cevher, Nilay; Soylu, Demet;Country: Turkey
- Other research product . Other ORP type . 2017Open Access TurkishAuthors:Bozdoğan, Hakan;Bozdoğan, Hakan;Publisher: Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri DergisiCountry: Turkey
Biyoçeşitlilik kavramı, her ne kadar üzerinde çokça konuşulan temel bir biyolojik kavram olsa da, böcek biyoçeşitliliğinin zihinlerde oluşturduğu belirsizlik henüz netlik kazanmamıştır. Yaşayan canlı türlerinin neredeyse 2/3’ünü oluşturan böcekler, doğanın baskın canlıları olma yolunda hızlı mesafe almaktadır. Bu açıdan bakıldığında böcek biyoçeşitliliği, entomolojinin diğer pek çok uğraşı dallarına ışık tutan zorunlu bir disiplindir. Eserde her bir böcek takımına ilişkin bölgesel tahmini ve yerli olmayan tür sayıları çıkarılmış, zoocoğrafik bölgelerin böceklerle ilgili olan floristik karakterleri tartışılmıştır. Her bir bölümün sonuç kısmında ise böcek bilimcilere ve diğer bilim insanlarına yönelik toplumsal farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Eserde ayrıca böceklerin besin ağı etkileşimi kapsamlı bir şekilde açıklanarak yakın gelecekte böcek taksonomistlerini bekleyen olası sorunlar ele alınmıştır. Bu çalışmada, editörlüğünü Robert G. Foottit ve Peter H. Adler’in üstlendiği Böcek Biyoçeşitliliği eserinin kısa değerlendirilmesinin yapılması amaçlanmıştır.
2,876 Research products, page 1 of 288
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Demirel, Ahmet;Demirel, Ahmet;Publisher: III. Uluslararası Eğitim Bilimleri Ve Sosyal Bilimler SempozyumuCountry: Turkey
Bu çalışmanın amacı yapılan bilimsel araştırmalardan hareketle konuşma kaysının nedenlerinin ve bu kaygının giderilmesinde işe koşulabilecek uygulamaların genel olarak ortaya konmasıdır. Bu amaçla verilerin elde edilmesinde nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde doküman incelemesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda konuşma kaygısı nedenlerinin ve azaltılması için başvurulabilecek uygulamaların gerek anadilde gerekse yabancı dilde benzer olduğu görülmüştür. İncelenen bilimsel metinlerden hareketle araştırmada ulaşılan sonuçlar şöyle sıralanabilir: Genel olarak konuşma kaygısı olumsuz eğitim öğretim ortamları, not verme ve korkutma amacıyla yapılan ölçme ve değerlendirme uygulamaları, olumsuz tutum ve düşünceler, dil bilgi ve becerisi eksikliği gibi farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Konuşma kaygısının giderilmesinde dil pratiğine dayalı öğrenciyi aktif kılan rol oynama, tiyatro, hazırlıklı konuşma, hazırlıksız konuşma, akademik çelişki gibi yöntem ve teknikler kullanılabilir. Ayrıca mikro öğretim, doğrudan öğretim gibi rehberliğe önem veren modellere başvurulabilir. Bunların dışında konuşma kaygısının azaltılmasında olumlu ve yapıcı geribildirimler de etkili olabilmektedir. The aim of this study is to determine the causes of speech anxiety and applications to reduce this anxiety based on scientific research. For this purpose, document analysis was conducted within the framework of qualitative research approach to obtain the data. As a result of the study, it was seen that the reasons of speech anxiety and the applications that can be applied in reducing this anxiety were similar in mother tongue and foreign language. Based on the studies examined, the following conclusions can be reached in this research: Generally speaking anxiety is caused by different reasons such as negative educational environments, measurement and evaluation practices for grading and scare, negative attitudes and thoughts, and lack of language knowledge and skills. Methods and techniques such as role playing, theater, prepared speech, unprepared speech, academic contradiction that can make the student active based on language practice can be used in the elimination of speech anxiety. In addition, such as micro-teaching, direct teaching models that rely on guidance can be applied. In addition, positive and constructive feedback can also be effective in reducing speech anxiety.
- Other research product . Other ORP type . 2013Open Access TurkishAuthors:Feride Karaca; Soner Yıldırım;Feride Karaca; Soner Yıldırım;Country: Turkey
Ankara’da Bir İlköğretim Okulunda Teknoloji Kullanımına İlişkin Profesyonel Gelişim Stratejileri. Bu çalışmada, öğretmenlerin teknoloji kullanımını arttırmak amacı ile Toci ve Peck (1998) tarafından önerilen sitemik yaklaşım prensipleri kullanılarak çeşitli profesyonel gelişim stratejileri öne sürülmüştür. Çalışma Ankara’daki bir ilköğretim okulunda yapılmış olup, çalışmanın katılımcıları 41 öğretmen ve 3 okul yöneticisinden oluşmaktadır. Çalışma verileri anket, görüşme ve gözlem gibi bir çok farklı yöntemler kullanılarak toplanmıştır. Çalışmanın başında, okuldaki mevcut teknoloji kullanım durumunun belirlenmesi amacı ile öğretmenlere bir anket uygulanmıştır. Daha sonra, okul yöneticileri ve öğretmenlerin de fikirleri alınarak çeşitli profesyonel gelişim stratejileri tasarlanmıştır. Bu stratejiler, okul yöneticilerinin de yardımı ile uygulanmıştır. Bu çalışmada uygulanan stratejiler teknoloji entegrasyonu sürecinde yaşanan sıkıntıların üstesinden nasıl gelinebileceği konusunda okul yöneticileri ve öğretmenlere yardımcı olacaktır. Ayrıca, bu çalışma, teknolojinin müfredata ne şekilde entegre edileceği ve okulların teknoloji entegrasyonu konusunda nasıl desteklenebileceği konularında politika yapıcılara da önerilerde bulunmaktadır. Utilizing a systems approach by Toci and Peck (1998), this study is designed to offer some strategies to facilitate teachers’ technology use. The present study was conducted in a public elementary school in Ankara, Turkey and the participants involved all the teachers and administrators from this elementary school, including 41 teachers and 3 administrators. The data was collected by the use of multiple methods, involving surveys, interviews and observations. At the beginning of the study, a teacher survey was administered to identify the current state of technology use in the school. After defining the current state of technology use, the researcher took the opinions of the school staff about the most appropriate professional development strategies. Then, using a systems approach by Toci and Peck (1998) as a framework, these professional development strategies were implemented with the help of school administrators. These strategies might be helpful for the school principals and teachers in their struggle during the technology integration process. Moreover, the present study provides suggestions to the policy makers about how to integrate technologies into curriculum and support the schools in technology integration process.
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü;İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörlüğü;Publisher: İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim UniversityCountry: Turkey
Üç kamu bankası konut sahibi olmak isteyenler için “Enflasyona Endeksli Konut Kredisi” ürününü kullanıma sundu. Kampanyayı değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nden Dr. Öğr. Üy. Lokman Kantar, “Tabi buradaki varsayım enflasyonun kademeli olarak düşeceği beklentisidir. Aksi halde bu üründen beklenilen fayda elde etmek mümkün olmayacaktır” şeklinde açıklamada bulundu. Kamu bankaları enflasyon korumalı mevduat hesabının ardından enflasyona endeksli konut kredisi sunmaya başladı. Bu noktada Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank enflasyona endeksli konut kredisi uygulaması başlattığını duyurdu. Enflasyona Endeksli Konut Kredisi ile 120 aya kadar vade seçeneği sunulurken, faiz oranları Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) bağlı olarak değişecek. Böylece enflasyon oranıyla birlikte taksit tutarları da düşecek.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Mustafa Akyol; Muhammet Baştuğ;Mustafa Akyol; Muhammet Baştuğ;Country: Turkey
In this research, it is aimed to determine the effect of structured reading fluency method on fluent reading and comprehension skills of 3th-grade primary school students studying in normal classes. The research is a quasi-experimental design. The 3th-grade students who study at a primary school connected to the central district Yüreğir in Adana, in 2013-2014 education year constitute the study group of the research. Applications with structured reading method were carried out in the researcher’s own class and another one of 3th-grade brunches was determined as control group. Experiment group (n=27) and control group (n=28) were determined by keeping illiterate students in the classes of experiment and control groups and private educations students away from the groups. In the research, measurements of pretest and posttest of students’ skills in reading accuracy, prosodic reading, and comprehension were recorded in video media and evaluation studies were carried out by watching these records. In the pretest and posttest measurements, the percent of the number of words students correctly read in a minute and the number of correctly read words was calculated. Students’ skills of prosodic reading were measured by using “prosodic reading scale”. In measurement of comprehension skills, open -ended questions were used to measure literal and inferential comprehension. When the research data was analyzed, it was seen that structured reading studies is an effective method on improving students’ reading accuracy, prosodic reading and reading comprehensions skills. Bu araştırma ile yapılandırılmış akıcı okuma yönteminin normal sınıflarda öğrenim gören ilkokul üçüncü sınıf öğrencilerinin akıcı okuma ile okuduğunu anlama becerileri üzerindeki etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma yarı deneysel bir desende gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2013-2014 eğitim öğretim yılında Adana ili Yüreğir merkez ilçesine bağlı bir ilkokulda öğrenim gören üçüncü sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Yapılandırılmış akıcı okuma yöntemi ile uygulamalar çalışmacının kendi sınıfında yapılmış ve okulda bulunan üçüncü sınıf şubelerinden bir diğeri de kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Yapılandırılmış akıcı okuma yönteminin uygulandığı deney grubunda 28, kontrol grubunda ise 30 öğrenci yer almıştır. Akıcı okuma becerileri video kayıtlar üzerinden değerlendirilmiştir. Okuma hızı ve doğru okuma başarısı 1 dakikada okunan doğru kelime sayısı ve yüzdesi ile hesaplanmıştır. Okuma prozodisi ise Prozodik Okuma Ölçeği kullanılarak ölçülmüştür. Okuduğunu anlama becerilerinin ölçülmesinde açık uçlu sorular kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yapılandırılmış akıcı okuma yöntemi öğrencilerin ön test ve son test puanları arasında okuma hızında anlamlı bir farklılık yaratmazken, doğru okuma, prozodik okuma ve okuduğunu anlama başarısında anlamlı farklılık oluşturmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2017Open Access TurkishAuthors:Çalak, Aysun;Çalak, Aysun;Publisher: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüCountry: Turkey
Kavram olarak fazla bilinmemesine rağmen, iş hayatında hiç de yabancı olunmayan “mobbing” kavramı işletmelerde psikolojik taciz olarak tanımlanabilmektedir. İşyerinde zorbalık, yıldırma ve duygusal taciz, ya da uluslararası kabul görmüş adıyla mobbing, bir kişinin ya da bir grubun hedef seçilmiş kişiye karşı uyguladıkları ısrarlı, sistematik, aşağılayıcı, hakir görücü, yıldırıcı, haksız söz ve davranışlardır. Bu süreç, işletmede huzurlu çalışma ortamına zarar vermekte, sistemli ve sürekli olarak gerçekleştirilen bu uygulamalar, herhangi bir sınır tanımamaktadır. Birçok ülkedeki örgütlerde yaşanıldığı halde tanı konulamayan, önemsenmeyen, çoğu zaman görmezlikten gelinen ve hatta konuşulması bile rahatsızlık veren mobbing sürecinin mağdurları bu süreçten çıkış yolu bulmakta zorlanmaktadırlar. Karşılaştığı ve çaresiz kaldığı bu süreçte kendine güveni kaybettirilen iş gören pek çok olumsuzlukla karşılaşabilmekte, her şeyini tükettiği endişesi ile istifa etmek zorunda kalmaktadır. İş yaşamında gerçekleşen mobbing eylemleri, çalışanlarda kaygı, suçluluk, stres, depresyon, öfke gibi olumsuz duygular yaratan önemli etmenlerdir. Özellikle gelenekçi sosyo-kültürel değer yargılarının, kıskançlığın, “güçlü olma” ya da “görünme” kaygısının, saldırgan davranma eğiliminin, kişisel yetersizlik duygusunun ve rekabetin körüklediği bu davranışlar, günümüz iş dünyasında sıklıkla görülmeye başlayan ve gerek çalışanlar gerekse örgütsel işleyiş açısından önemli sorunlar doğuran hareketlerdir. Bu çalışmanın amacı, işyerinde mobbing kavramı, süreci ve boyutları, mobbingi uygulayanlar ile mağdurların kişilik özellikleri ve mobbing sürecinin bireyler üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Çalışmada yaşanmış mobbing vakalarınayer verilerek, mobbingin önlenmesine yönelik bireysel, yönetsel ve hukuksal boyutta önerilere yer verilmiştir. abstract Even though it is not a common expression, it is not also unfamiliar at workplaces, it is called emotional abuse or in other words mobbing. Bullying and harassment are situations where a worker or supervisor is systematically mistreated and victimized by fellow workers or supervisors through repeated negative acts like insulting remarks and ridicule, verbal abuse, offensive teasing, isolation, and social exclusion, or the constant degrading of one's work and efforts. This mobbing process damages even peaceful workplaces and as it continuously and systematically grows, there are no limits. As this phenomenon not easily diagnosed, in some cases ignored or even not being discussed at workplaces in organizations in some countries, victims might have some difficulties of coping with it. The workers who encounter with this mobbing process might have several problems. For instance, she/he might have some anxieties of losing everything she /he has; therefore, they feel like they have to resign. Mobbing at workplace can cause anxiety, guilt, stress, depression and anger on employees. In today’s business world the following movements have begun to be seen often. Especially traditionalist socio-cultural values, jealousy, being powerful or tendency to have aggressive behaviours, a sense of personal inadequacy and all these behaviours which are fueled by competition cause serious problems on both employees and corporations. The main aim of this study is to analyze workplace mobbing and its process and dimensions, the personal traits of mobbing perpetrators and victims; similarly, to analyze the effects of mobbing process on people. In this study, it is also aimed to stop mobbing incidents by exemplifying some true life mobbing that have been lived under different circumtances. Thus, certain recommendations on individual, managerial and legal basis were given in order to stop mobbing phenemenons.
- Other research product . Other ORP type . 2012Open Access TurkishAuthors:Tanhan, Fuat; Kayri, Murat;Tanhan, Fuat; Kayri, Murat;Country: Turkey
Üniversite öğretim elemanlarının, öğretmen adayları tarafından nasıl algılandıkları ve bu algının hangi demografik değişkenlerden etkilendiğini ortaya koymak araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın evreni 2009-2010 eğitim-öğretim döneminde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğrenim gören lisans öğrencilerinden oluşmaktadır. Olasılığa dayalı örnekleme yöntemlerinden tabakalı yöntem ile 1, 2, 3 ve 4. sınıf öğrencilerinden toplam 500 birey araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Çalışmada araştırmacılar tarafından geliştirilen Öğretim Elemanlarını Algılama Ölçeği (ÖAÖ) kullanılmıştır. Örneklemde yer alan bireylerin ölçme aracından almış oldukları puan açısından heterojen bir yapı sergileyebilecekleri ve bu anlamda örneklemdeki bireylerin ayrı evrenlerden gelebilme durumlarından hareketle, bağımlı değişken İki Aşamalı Kümeleme (Two-Step Cluster) analizine tabi tutulmuştur. Öğrencilerin algıları üzerinde etkili olabilecek yordayıcılar karar ağaçları tekniklerinden Chaid analizi ile modellenmiştir. Chaid analizi sonucunda Öğretim Elemanlarını Algılama Ölçeği'nin (ÖAÖ) tümünden elde edilen ağaç yapısında, yordanan değişken üzerinde, önem sırasına göre öğrencilerin üniversitede aldıkları eğitimi yeterli bulup bulmamaları, okudukları bölümü isteyerek seçip seçmemeleri ve cinsiyet değişkenleri anlamlı bulunmuştur. This study aims to examine prospective teachers' perceptions of faculty members and the demographic variables affecting these perceptions. The population of the study consists of undergraduate students attending the Faculty of Education of Van Yüzüncü Yıl University in the 2009-2010 academic year. A total of 500 students in their 1st, 2nd, 3rd and 4th year of university education, selected using stratified random sampling, made up the sample of the study. For data collection, the Perception of Faculty Members Scale (PFMS) developed by the researchers was used. Considering that scores received by the participants from the scale may have a heterogeneous structure, indicating that the individuals in the sample may have come from different populations, the dependent variable was subjected to a two-step cluster analysis. Predictors that may affect students' perceptions were modeled using Chaid analysis. The tree structure that emerged after the Chaid analysis of the Perception of Faculty Members Scale (PFMS) showed that the variables of whether the students perceive the university education they receive as adequate, whether they are attending the department of their choice, and gender were significant predictors of the dependent variable, in this order of significance.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Alim, Tülay Baran;Alim, Tülay Baran;Country: Turkey
İklim koşulları açısından oldukça zor bir cephe olan Irak Cephesi, İngilterenin bölgeye ilişkin siyaseti açısından oldukça önemliydi. İngilizler Abadan petrollerini korumak, kutsal cihat açılmasını engellemek, Türk kuvvetlerinin Hindistanı tehdit etmesini önlemek amacıyla Irak Cephesini açmışlardır. 10 Ocak 1916 tarihinde aynı zamanda Enver Paşanın amcası olan Halil Kut Irak grubu komutanı olmuştur. Halil Kut Kutül Ammare Muharebelerinde İngilizlere karşı büyük bir başarı kazanmış ve İngiliz Fırkası Komutanı General Townshend başta olmak üzere çok sayıda İngiliz generali esir almıştır. Büyük sevinç yaratan bu başarının ardından Enver Paşa Iraktaki 13. Kolorduyu İran Seferine çıkarma kararı almıştır. Halil Paşa başta olmak üzere birçok kişinin karşı çıktığı bu karar Enver Paşanın ısrarı ile hayata geçirilmiştir. Bu ise İngilizlerin yeniden toparlanmasına neden olmuş ve Kut, bir süre sonra İngilizler tarafından yeniden ele geçirilmiştir. Bu özelliği nedeni ile Irak Cephesi Birinci Dünya Savaşı cepheleri içinde başlangıçta kazanılan ancak daha sonra kaybedilen bir cephe olarak ayrı bir dikkate ve öneme sahiptir. Iraq, which was a very difficult front due to harsh weather conditions, was particularly important in terms of Britains policy for this region. The British opened the Iraqi front to protect Abadan oils, to impede holy jihad, and to prevent the Turkish forces from threatening India. Halil Kut, who was also the uncle of Enver Pasha, was appointed the Iraq group commander on 10 January 1916. Halil Kut gained a great success against the British in Kut-al- Amara Battles, and captured many British generals including the British Division Commander General Townshend. After this great success, Enver Pasha decided to send the 13th Army Corps in Iraq to Iran. Despite the opposition of a great deal of authorities, especially Halil Pasha, this decision was actualized at Enver Pashas insistence. As a result, the British forces recovered and recaptured Kut after a short while. Therefore, the Iraqi front, which was initially won but was subsequently lost, is especially striking among the fronts of the First World War.
- Other research product . Other ORP type . 2013Open Access TurkishAuthors:Şentürk, Sibel; Büyükaslan, Betül;Şentürk, Sibel; Büyükaslan, Betül;Country: Turkey
Amaç: Bu çalışma, hemşirelik son sınıf öğrencilerinin adli hemşirelik konusundaki bilgi ve görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, Mart 2009 tarihinde tanımlayıcı olarak yapıldı. Çalışma- nın örneklemini araştırmaya katılmayı kabul eden 50 öğrenci oluşturdu. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından literatür desteği ile geliştirilen 22 soruluk anket formu kullanıldı. Veriler, sayı-yüzdelikler ve ki-kare testi kullanılarak değerlendiril- di. Bulgular: Araştırmaya katılanların tümü kız öğrenci olup, yaş ortalaması 22.2 1.5di. Öğrencilerin %84.0ının adli hemşirelik hakkında bilgisinin olmadığı, %94.0ının adli hem- şireliğin ayrı bir disiplin olması gerektiğini, %60.0ının da adli hemşirelik hakkındaki eği- timin temel mesleki eğitim sonrasında verilmesi gerektiğini düşündükleri belirlendi. tti. Öğrencilerin %48.0ı adli hemşirelerin çalışma alanlarının hastaneler olduğunu, %72.0ı adli hemşireliğe gereksinim olduğunu ve %58.3ü ise adli hemşireliğe, adli vakaların daha net aydınlatılması için gereksinim olduğunu ifade etti. Sonuç: Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin adli hemşirelik hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı saptandı. Objective: The present study was conducted in order to determine knowledge levels about forensic nursing of senior nursing students. Material and Methods: This study was conducted March 2009 as a descriptive design. The sample of the research was made up by 50 students who accepted to participate in the research. As the data collection tool, a questionnaire form of 22 questions developed by the researches with the help of literatüre was used. The data analysis was performed using numbers-percentages and chi-square test.
- Other research product . Other ORP type . 2015Open Access TurkishAuthors:Cevher, Nilay; Soylu, Demet;Cevher, Nilay; Soylu, Demet;Country: Turkey
- Other research product . Other ORP type . 2017Open Access TurkishAuthors:Bozdoğan, Hakan;Bozdoğan, Hakan;Publisher: Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri DergisiCountry: Turkey
Biyoçeşitlilik kavramı, her ne kadar üzerinde çokça konuşulan temel bir biyolojik kavram olsa da, böcek biyoçeşitliliğinin zihinlerde oluşturduğu belirsizlik henüz netlik kazanmamıştır. Yaşayan canlı türlerinin neredeyse 2/3’ünü oluşturan böcekler, doğanın baskın canlıları olma yolunda hızlı mesafe almaktadır. Bu açıdan bakıldığında böcek biyoçeşitliliği, entomolojinin diğer pek çok uğraşı dallarına ışık tutan zorunlu bir disiplindir. Eserde her bir böcek takımına ilişkin bölgesel tahmini ve yerli olmayan tür sayıları çıkarılmış, zoocoğrafik bölgelerin böceklerle ilgili olan floristik karakterleri tartışılmıştır. Her bir bölümün sonuç kısmında ise böcek bilimcilere ve diğer bilim insanlarına yönelik toplumsal farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Eserde ayrıca böceklerin besin ağı etkileşimi kapsamlı bir şekilde açıklanarak yakın gelecekte böcek taksonomistlerini bekleyen olası sorunlar ele alınmıştır. Bu çalışmada, editörlüğünü Robert G. Foottit ve Peter H. Adler’in üstlendiği Böcek Biyoçeşitliliği eserinin kısa değerlendirilmesinin yapılması amaçlanmıştır.