115 Research products, page 1 of 12
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Country: Turkey
Amaç: Malign plevral mazotelyoma (MPM) kötü prognozlu ölümcül bir hastalıktır. MPM için ortalama sağ kalım 4-18 ay arasında değişmektedir. MPM’de tüm tedavilere rağmen yüksek mortalite görüldüğünden, elimizdeki bilinen tüm tedaviler hastalara uygulanabilmektedir. Bu nedenle tümör evresine, hasta performansına, histolojik alt tipine göre; cerrahi, kemoterapi, radyoterapiyi içeren multimodal tedavi rejimleri söz konusu olmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ege Üniversitesi Hastanesi veri tabanındaki 1992-2017 yılları arası 241 malign plevral mezotelyoma hastasının epidemiyolojik ve genel sağ kalım özellikleri istatistiksel açıdan global sonuçlarla karşılaştırılacak ve malign plevral mezotelyoma verileri değerlendirilecektir. Bulgular: Kayıtlı toplam 240 hastanın 154’ü (%64) erkek, 86’sı (%36) kadındı. Yas ortalaması 56 (19- 78) idi. Sağ kalım değerlendirilmesinde yapılan tedavilerin sağ kalıma etkisine bakıldığında en iyi sonucun (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %16, p?0.001) kombine tedavi ile sağlandığı görülmüştür. Patolojik alt grupların sağ kalıma etkisine bakıldığında (Grafik 5) epiteloid mezotelyoma alt tipinin de anlamlı olarak daha iyi yaşam süresi gösterdiği bulunmuştur (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %15, p<0,001). Sonuç: Malign mezotelyomada en başarılı sonuçlar kombine tedavilerle elde edilmektedir. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavinin beraber uygulanabildiği hastalarda sağ kalım uzamaktadır. Hasta sayısı arttıkça ve düzenli bir kayıt sistemi ile ilerleyen yıllarda daha sağlıklı sonuçlar verebileceğimizi düşünüyoruz. Aim: Malignant pleural mesothelioma is a fatal disease with poor prognosis. Mean survival in mesothelioma varies between 4-18 months. Because of the high mortality rate despite all the treatments, all the known treatments can be applied to the patients. Therefore, according to tumor stage, patient performance, histological subtype; multimodal treatment regimens including surgery, chemotherapy and radiotherapy. Materials and Methods: In this study, epidemiological and general survival characteristics of 241 malignant pleural mesothelioma patients in the database of Ege University Hospital between 1992 and 2017 will be compared statistically with global results and malignant pleural mesothelioma data will be evaluated. Results: Of the total 240 patients enrolled, 154 (64%) were male and 86 (36%) were female. When the survival effect of the treatments was evaluated, it was seen that the best result (median survival 24 months, 5-year survival 16%, p < 0.001) was achieved with combined therapy. When the effect of pathological subtypes on survival was examined, it was found that epitheloid mesothelioma subtype showed significantly better survival. Conclusion: The most successful results in malignant mesothelioma are obtained with combined therapies. Survival is prolonged in patients with chemotherapy, radiotherapy and surgical treatment. We believe that as the number of patients increases and with a regular registration system, we can achieve healthier results in the years to come.
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access TurkishAuthors:Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Country: Turkey
Fotoğraf serüveni, insanoğlunun gördüklerini tekrar görülebilir somut bir veriye dönüştürme çabasıyla başlamıştır. Görüntünün kayıt altına alınabilmesi, tekrar görülebilir, basılabilir ve çoğaltılabilir olması ise ancak eklentik teknolojik gelişmeler sayesinde gerçekleşebilmiştir. Bu bağlamla bakıldığında fotoğraf, teknolojik bir araç olarak dikkat çekmektedir. Hatıra biriktirme aracı olarak konumlandırılan fotoğraf, zamanla belge ve kanıt özelliklerini de kazanarak, toplumsal belleğin oluşumunda söz sahibi olmuştur. Fotoğrafın artan kullanımı, aynı zamanda teknoloji olarak gelişmesinin önünü açmıştır. Fotoğrafın bu bağlamda gelişimi çoğunlukla fotoğraf üretim pratiklerinde iyileştirme, herkes tarafından ulaşılabilir hale gelme, saklama ve paylaşma olanaklarının iyileştirmesi yönünde olmuştur. Bu bağlamıyla bakıldığından fotoğraf karanlık odalardan analog makinelere, oradan dijital makinelere geçiş yapmıştır. Dijital makineler bugün yerini daha ileri bir teknoloji olan aynasız makinelere bırakırken, bilişim teknolojisi de cep telefonu fotoğrafçılığını oluşturmaya başlamıştır. Özellikle de cep telefonlarına entegre kameraların gün geçtikçe yükselen popülariteleri, optik teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile toplumların dijitalleşmeye başlaması, yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın oluşumunda doğrudan etkili olmuşlardır. Bu çalışma anı biriktirme amacı taşıyan fotoğrafın kitle iletişim aracına dönüşümünde geçirdiği evrelere değinerek, mobil fotoğrafçılığın tanımını, kapsamını, teknolojik bağlamı ve kullanım alanlarını açıklamayı amaçlamaktadır. Bir literatür taraması olan bu çalışmada, fotoğrafta yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın dünü, bugünkü gelişimi ve teknolojik bağlamıyla geleceği kronolojik sıralamayla araştırılarak tartışılmaktadır. The adventure of photography started with the desire of people to be able to see what they saw again. It has been possible to record, view and reproduce the image with technological developments. In this context, photography is accepted as a technological tool. Photography, which is a tool for collecting memories, has contributed to the formation of social memory with its documenting feature over time. The development of photography in this context has led to improvements in production, accessibility, storage and sharing. Thus, photography evolved from the darkroom to analog cameras and then to digital. While digital machines are developing more and more today, information technologies have also turned the mobile phone into a camera. In particular, the development of optical technologies has increased the interest in cameras integrated into mobile phones. However, the digitalization of societies has had a direct impact on the formation of mobile photography. This study aims to explain the definition, scope, technological context and usage areas of mobile photography by referring to the stages of photography in its transformation into mass media. In this study, which is a literature review, the past, present and future of mobile photography with its technological context are discussed chronologically.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2022Open Access TurkishAuthors:Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Country: Turkey
Akut inme bulgularıyla hastaneye başvuran COVİD-19’ lu bir hastada servikal internal karotis arter ve intrakranial arteriyel yatakta (orta serebral arter M2 segmenti) akut tromboembolinin BT anjiografi bulguları sunulmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Country: Turkey
Leyşmanyazis, Antarktika hariç tüm kıtalarda görülebilen vektör kum sinekleri (yakarca) aracılığı ilebulaşan zoonotik paraziter hastalıktır. Akdeniz Havzasındaki ülkelerde (Türkiye, Suriye, Kuzey Afrikaülkeleri, Ürdün, İtalya, İspanya, İran) sık rastlanan bir enfeksiyon hastalığıdır. Leyşmanyazis; kutanöz,mukokutanöz ve viseral leyşmanyazis (VL) şeklinde üç klinik formda karşımıza çıkabilir. VL, ülkemizdeAkdeniz ve Ege bölgelerinde endemik, diğer bölgelerde ise sporadik olarak görülmektedir. Bu rapordaİzmir’de ikamet eden VL’ye ek olarak hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) gelişen bir olgu sunulmuştur.Elli yaşında kadın hasta yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve artarak devam eden ateş, terleme, halsizlik,yorgunluk şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur. Fizik muayenesinde ateşi 38.7°C ölçülmüştür.Hastanın yapılan hemogramında hemoglobin: 8.91 g/dl (11.7-16.0), trombosit sayısı: 104 x 103/µl(150-450), lökosit sayısı: 1.35 103/µl (4.5-11) şeklinde pansitopeni saptanmıştır. Batının ultrasonografikdeğerlendirmesinde hepatosplenomegali saptanmıştır. Laboratuvar tetkiklerinde ferritin: 764.4 ng/ml(13-150) ve trigliserit düzeyi 232 mg/dl (< 150) şeklinde artmış olarak saptanmıştır. 2004 yılı HLHtanı kriterleri rehberine göre hastaya HLH tanısı konulmuştur. HLH’ye neden olabilecek sekonderhastalıklar açısından hasta araştırılmıştır. Kemik iliği aspirasyonunda hemofagositoz ve intraselülerparazitler gözlenmiştir. Yapılan leyşmanyazis indirekt floresan antikor IgG testi (IFAT) 1/1024 titredepozitif olarak saptanmıştır. Ayrıca, hastadan alınan kemik iliği aspirasyon örneğinde polimeraz zincirreaksiyonu ile leyşmanya varlığı aranmış ve etkenin Leishmania infantum olduğu tespit edilmiştir. HastaVL’ye sekonder olarak gelişen HLH olgusu olarak değerlendirilmiş ve lipozomal amfoterisin B tedavisiuygulanmıştır. Tedavinin 5. gününde hastanın ateş yüksekliği şikayeti kaybolmuş, halsizlik, yorgunluk,terleme şikayetlerinde belirgin azalma olmuştur. Tedavi sonrası 2. ay kontrolünde şikayetlerinin tamamenkaybolduğu ve pansitopenisinin düzeldiği görülmüştür. HLH ve VL erken tanınıp tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen hastalıklardır. Sitopeni, yüksek ferritin ve trigliserit düzeyi, düşük fibrinojen düzeyi,ateş olması durumunda HLH akla gelmeli ve sekonder nedenlerin araştırılmasında paraziter etkenler deunutulmamalıdır. Bu olgu sunumu ile leyşmanyazisin çok nadir bir klinik şekli olan HLH tanısına dikkatçekilmesi amaçlanmıştır
- Other research product . Other ORP type . 2018Open Access TurkishAuthors:Dumanoğlu, Zeynep; Geren, Hakan;Dumanoğlu, Zeynep; Geren, Hakan;Country: Turkey
To evaluate the influence of different N and P levels on the productivity of amaranth, a pot experiment under outdoor condition was conducted on a amaranth genotype (cv. Don Juan) with five nitrogen (0, 50, 100, 150, 200 kg·ha-1) and three phosphor levels (0, 50, 100 kg·ha-1). Some traits tested in the experiment were plant height, harvest index and grain yield, crude protein content and weight of thousand grain. Results indicated that increasing N and P levels positively affected above mentioned traits compared to the control, and the highest grain yield for amaranth obtained from 100 kg P and 150 kg N application per hectare. Farklı azot ve fosfor seviyelerinin horozibiği verimliliği üzerindeki etkisini değerlendirmek için “Don Juan” isimli horozibiği genotipinde, beş azot (0, 5, 10, 15, 20 kg/da) ve üç fosfor (0, 5, 10 kg/da) seviyesinin araştırıldığı bir saksı denemesi dış ortamda yürütülmüştür. Çalışmada bitki boyu, hasat indeksi, tane verimi, tane ham protein oranı ve 1000 tane ağırlığı gibi özellikler incelenmiştir. Sonuçlar, kontrol uygulamasına göre artan N ve P seviyelerinin verim ve verim unsurlarını olumlu yönde etkilediğini ve en yüksek tane veriminin dekara 10 kg P ve 15 kg Nuygulamasından alındığını göstermiştir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Country: Turkey
Sodyum glikoz ko-transporter-2 inhibitörleri (SGLT-2i), glükoz geri emiliminin sağlandığı böbrek proksimal tübüllerinde glikoz reabsorbsiyonunu engelleyip glükozuri, diürez ve natriüreze neden olarak etkili olan yeni antidiyabetik ajanlardır. Geniş çaplı randomize klinik çalışmalarda, aterosklerotik kardiyovasküler (KV) hastalığı veya yüksek KV risk faktörleri olan tip 2 diyabette (T2DM), majör KV olayları ve kalp yetersizliğine (KY) bağlı hastane yatışlarını azalttığı ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda en büyük ve tutarlı etkinin KY nedenli hastane yatışlarını azaltması üzerine olduğu gözlenmiştir. KY nedenli hastane yatışlarına etkisinin KY tanısı bulunan hasta subgruplarında da gösterilmiş olması SGLT2i’lerin T2DM olsun olmasın tüm KY olgularında klinik yararlar sağlayabileceği düşüncesini ortaya koymuştur. Yeni yayınlanan DAPA-HF çalışmasında, standart KY tedavisi üzerine eklenen ve SGLT-2i olan dapagliflozinin diyabet olsun olmasın KY bulunan olgularda KY nedenli hastane yatışlarını, KV mortalite ve tüm nedenli mortaliteyi azalttığı, yaşam kalitesini düzelttiği gösterilmiştir. Bu sonuçlar SGLT2i’lerin KY’de etkin bir tedavi seçeneği olma potansiyeline sahip olduğunu desteklemektedir. Bu derlemede SGLT2i’lerin KY tedavisindeki rolü değerlendirilmektedir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Country: Turkey
Introduction: Human papillomavirus (HPV) is a DNA virus belonging to the Papillomaviridae family and infects only humans. HPV virus has an important role in the development of cervical cancer and anogenital warts, and it is also responsible for oropharyngeal cancers and penile cancers. The aim of this study was to evaluate the knowledge, awareness, and attitudes about HPV and HPV vaccines in medical students with HPV vaccine. Materials and Methods: A questionnaire consisting of 30 close-ended questions was applied to the medical students with HPV vaccine between February 1- May 31, 2019 in the Faculty of Medicine. Data were analyzed with descriptive statistical methods. Results: Eighty-five medical students enrolled in the study, 5% (n= 5) were males and 95% (n= 80) were females. The number of participants who responded correctly to the questions about HPV transmission pathways, symptoms, diseases, HPV vaccine protection, and screening methods was 4% (n= 3). The average number of correct answers was 14.3 (min: 8, max: 18). 96% (n= 82) of the participants responded to the question related to condom use in people who have been vaccinated with HPV as “required to use” or “use condoms”, and 4% (n= 3) stated that this information was wrong. For the question about genital herpes and HPV, 45 % (n= 38) of the participants stated that they might be related, and 9% (n= 8) did not know. Conclusion: The rates of HPV vaccine application in our country are still low. Vaccination of health workers is very important. Firstly, acquiring the right information and completing their own vaccines will increase immunization rates. Giriş: Human papilloma virüs (HPV) Papillomaviridae ailesinde yer alan ve sadece insanları infekte eden bir DNA virüsüdür. Serviks kanseri ve anogenital siğillerin oluşumunda en önemli rolü oynayan HPV penil kanser ve orofarengeal kanserlerden de sorumludur. Bu çalışmada, tıp fakültesinde HPV aşısı uygulanmış olan öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgi, görüş ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Tıp fakültesinde 1 Şubat 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında HPV aşısı yaptırmış olan öğrencilere, 30 adet kapalı uçlu sorudan oluşan anket yüzyüze görüşülerek uygulanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan tümü tıp fakültesi öğrencisi 85 kişinin %6 (n= 5)’sı erkek, %94 (n= 80)’ü kadın idi. Soruların tamamına doğru cevap veren kişi sayısı %4 iken, ortalama doğru yanıt sayısı 14.3 (min: 8, max: 18) bulunmuştur. HPV aşısı olmuş kişilerde kondom kullanımı ile ilgili katılımcıların %96 (n= 82)’sı kondom kullanması ya da kullandırmasının gerekli olduğunu, %4 (n= 3)’ü bu bilginin yanlış olduğunu belirtmiştir. Genital herpes ve HPV ile ilgili soru için katılımcıların %45 (n= 38)’i ilişkili olabileceğini, %9 (n= 8)’u ise bilgisinin olmadığını ifade etmiştir. Sonuç: Ülkemizde HPV aşısının uygulanma oranları sağlık çalışanları arasında dahi henüz düşüktür. Sağlık çalışanlarının aşıyı tavsiye etmesi çok değerlidir. Öncelikle aşılara ait doğru bilgilerin edinilmesi ve sağlık çalışanlarının kendi aşılarını tamamlaması bağışıklama oranlarının artmasını sağlayacaktır
- Other research product . Other ORP type . 2018Open Access TurkishAuthors:Batu, Mikail; Kayacan, Şehriban;Batu, Mikail; Kayacan, Şehriban;Country: Turkey
Nowadays, the world, which rapidly changes and develops, has also created the competitive environment. In the conditions of competition, the institutions need corporate communication project to change. These efforts reveal how to be a brand. The institutions, which arrange corporate communication projects, move in the direction of being a brand. With these projects, institutions increase the life quality of the people, enhance the employment opportunities, and also create a positive image in the minds of the people. A lot of institutions organize projects to maintain their existences, gain the confidence of the people and provide material and moral support. The main goal of these projects is that institutions should be positively supported and perceived by the people. Therefore, effective projects have been occasionally developed in order to meet their needs. In this study, 30 district municipalities in Izmir city are determined as the target population of the study. 6 district municipalities are examined as samples. The purpose of the study is to measure the perception in the minds of the people in these districts that are formed by the corporate communication projects conducted by the 6 municipalities which are sample of the study. Information about the corporate communication projects are got by the municipalities and the people in these districts, and brand perceptions of these municipalities are determined. The study is also conducted in depth interviews with public relations and press directors of the municipalities. In-depth interviews are conducted with 5 participants from each district. The purpose of this method, it enables to identify the same or different views of the people and to make comparisons according to these data. In addition to the questions asked during the interview, gathering different data is also one of the reasons to prefer this method. With this method, perceptions and attitudes towards corporate communication projects are revealed and research problems are analyzed. According to the results of the analysis and evaluation of the data, it emerges that corporate communication projects affect the brand perceptions of the municipalities. The study concludes with the recommendations. Hızla gelişen ve değişen dünya, günümüzde yeni rekabet ortamları yaratmaktadır. Kurumlar, rekabet koşullarında farklılaşmak için kurumsal iletişim projelerine ihtiyaç duymaktadır. Kurumsal iletişim projeleri gerçekleştiren kurumlar, markalaşma yönünde adımlar atmaktadır. Kurumlar yaptıkları bu çalışmalarla halkın yaşam kalitesini arttırmakta, istihdam olanaklarını geliştirebilmekte aynı zamanda halkın zihnindeki imajlarını pozitif yönde etkilemektedir. Birçok kurum varlığını sürdürebilmek, halkın güvenini kazanabilmek, halka maddi ve manevi fayda sağlayabilmek için projeler yapmaktadır. Kurumların halk tarafından olumlu algılanması ve desteklenmesi projelerin en temel amaçlarıdır. Bu doğrultudan halktan kopmadan, onların ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamak adına zaman zaman etkili projeler geliştirilmektedir. Bu çalışmada İzmir kentindeki 30 ilçe belediyesi çalışmanın evreni olarak belirlenmiştir. 6 ilçe belediyesi ise örneklem olarak incelenmiştir. Çalışmanın amacı örneklem olarak belirlenen 6 belediyenin yürüttüğü kurumsal iletişim projelerinin bu ilçelerde yaşayan insanların zihinde oluşturduğu algıyı ortaya koymaktır. Görüşme yapılan belediyeler ve bu ilçelerde yaşayan halktan kurumsal iletişim projelerine yönelik bilgiler alınmış ve bu belediyelerin marka algıları tespit edilmiştir. Çalışma da belediyelerin halkla ilişkiler ve basın yayın müdürü ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Örneklem olarak alınan her ilçeden 5 katılımcı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmada derinlemesine görüşme yönteminin seçilmesinin amacı bu yöntemin insanların görüş paralelliği ya da farklılığının saptanabilmesine ve buna göre karşılaştırmalar yapılabilmesine imkan vermesidir. Görüşme sırasında sorulan sorular dışında farklı bilgiler elde edilebilmesi de yöntemin tercih edilme sebeplerindendir. Bu yöntem ile kurumsal iletişim projelerine karşı olan algı ve tutumlar ortaya konulmuş ve araştırma problemleri yorumlanmıştır. Elde edilen verilerin analiz ve değerlendirme sonuçlarına göre kurumsal iletişim projelerinin belediyelerin marka algısına etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Çalışma öneriler ile sonlandırılmıştır.
115 Research products, page 1 of 12
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Country: Turkey
Amaç: Malign plevral mazotelyoma (MPM) kötü prognozlu ölümcül bir hastalıktır. MPM için ortalama sağ kalım 4-18 ay arasında değişmektedir. MPM’de tüm tedavilere rağmen yüksek mortalite görüldüğünden, elimizdeki bilinen tüm tedaviler hastalara uygulanabilmektedir. Bu nedenle tümör evresine, hasta performansına, histolojik alt tipine göre; cerrahi, kemoterapi, radyoterapiyi içeren multimodal tedavi rejimleri söz konusu olmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ege Üniversitesi Hastanesi veri tabanındaki 1992-2017 yılları arası 241 malign plevral mezotelyoma hastasının epidemiyolojik ve genel sağ kalım özellikleri istatistiksel açıdan global sonuçlarla karşılaştırılacak ve malign plevral mezotelyoma verileri değerlendirilecektir. Bulgular: Kayıtlı toplam 240 hastanın 154’ü (%64) erkek, 86’sı (%36) kadındı. Yas ortalaması 56 (19- 78) idi. Sağ kalım değerlendirilmesinde yapılan tedavilerin sağ kalıma etkisine bakıldığında en iyi sonucun (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %16, p?0.001) kombine tedavi ile sağlandığı görülmüştür. Patolojik alt grupların sağ kalıma etkisine bakıldığında (Grafik 5) epiteloid mezotelyoma alt tipinin de anlamlı olarak daha iyi yaşam süresi gösterdiği bulunmuştur (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %15, p<0,001). Sonuç: Malign mezotelyomada en başarılı sonuçlar kombine tedavilerle elde edilmektedir. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavinin beraber uygulanabildiği hastalarda sağ kalım uzamaktadır. Hasta sayısı arttıkça ve düzenli bir kayıt sistemi ile ilerleyen yıllarda daha sağlıklı sonuçlar verebileceğimizi düşünüyoruz. Aim: Malignant pleural mesothelioma is a fatal disease with poor prognosis. Mean survival in mesothelioma varies between 4-18 months. Because of the high mortality rate despite all the treatments, all the known treatments can be applied to the patients. Therefore, according to tumor stage, patient performance, histological subtype; multimodal treatment regimens including surgery, chemotherapy and radiotherapy. Materials and Methods: In this study, epidemiological and general survival characteristics of 241 malignant pleural mesothelioma patients in the database of Ege University Hospital between 1992 and 2017 will be compared statistically with global results and malignant pleural mesothelioma data will be evaluated. Results: Of the total 240 patients enrolled, 154 (64%) were male and 86 (36%) were female. When the survival effect of the treatments was evaluated, it was seen that the best result (median survival 24 months, 5-year survival 16%, p < 0.001) was achieved with combined therapy. When the effect of pathological subtypes on survival was examined, it was found that epitheloid mesothelioma subtype showed significantly better survival. Conclusion: The most successful results in malignant mesothelioma are obtained with combined therapies. Survival is prolonged in patients with chemotherapy, radiotherapy and surgical treatment. We believe that as the number of patients increases and with a regular registration system, we can achieve healthier results in the years to come.
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access TurkishAuthors:Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Country: Turkey
Fotoğraf serüveni, insanoğlunun gördüklerini tekrar görülebilir somut bir veriye dönüştürme çabasıyla başlamıştır. Görüntünün kayıt altına alınabilmesi, tekrar görülebilir, basılabilir ve çoğaltılabilir olması ise ancak eklentik teknolojik gelişmeler sayesinde gerçekleşebilmiştir. Bu bağlamla bakıldığında fotoğraf, teknolojik bir araç olarak dikkat çekmektedir. Hatıra biriktirme aracı olarak konumlandırılan fotoğraf, zamanla belge ve kanıt özelliklerini de kazanarak, toplumsal belleğin oluşumunda söz sahibi olmuştur. Fotoğrafın artan kullanımı, aynı zamanda teknoloji olarak gelişmesinin önünü açmıştır. Fotoğrafın bu bağlamda gelişimi çoğunlukla fotoğraf üretim pratiklerinde iyileştirme, herkes tarafından ulaşılabilir hale gelme, saklama ve paylaşma olanaklarının iyileştirmesi yönünde olmuştur. Bu bağlamıyla bakıldığından fotoğraf karanlık odalardan analog makinelere, oradan dijital makinelere geçiş yapmıştır. Dijital makineler bugün yerini daha ileri bir teknoloji olan aynasız makinelere bırakırken, bilişim teknolojisi de cep telefonu fotoğrafçılığını oluşturmaya başlamıştır. Özellikle de cep telefonlarına entegre kameraların gün geçtikçe yükselen popülariteleri, optik teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile toplumların dijitalleşmeye başlaması, yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın oluşumunda doğrudan etkili olmuşlardır. Bu çalışma anı biriktirme amacı taşıyan fotoğrafın kitle iletişim aracına dönüşümünde geçirdiği evrelere değinerek, mobil fotoğrafçılığın tanımını, kapsamını, teknolojik bağlamı ve kullanım alanlarını açıklamayı amaçlamaktadır. Bir literatür taraması olan bu çalışmada, fotoğrafta yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın dünü, bugünkü gelişimi ve teknolojik bağlamıyla geleceği kronolojik sıralamayla araştırılarak tartışılmaktadır. The adventure of photography started with the desire of people to be able to see what they saw again. It has been possible to record, view and reproduce the image with technological developments. In this context, photography is accepted as a technological tool. Photography, which is a tool for collecting memories, has contributed to the formation of social memory with its documenting feature over time. The development of photography in this context has led to improvements in production, accessibility, storage and sharing. Thus, photography evolved from the darkroom to analog cameras and then to digital. While digital machines are developing more and more today, information technologies have also turned the mobile phone into a camera. In particular, the development of optical technologies has increased the interest in cameras integrated into mobile phones. However, the digitalization of societies has had a direct impact on the formation of mobile photography. This study aims to explain the definition, scope, technological context and usage areas of mobile photography by referring to the stages of photography in its transformation into mass media. In this study, which is a literature review, the past, present and future of mobile photography with its technological context are discussed chronologically.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2022Open Access TurkishAuthors:Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Country: Turkey
Akut inme bulgularıyla hastaneye başvuran COVİD-19’ lu bir hastada servikal internal karotis arter ve intrakranial arteriyel yatakta (orta serebral arter M2 segmenti) akut tromboembolinin BT anjiografi bulguları sunulmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Country: Turkey
Leyşmanyazis, Antarktika hariç tüm kıtalarda görülebilen vektör kum sinekleri (yakarca) aracılığı ilebulaşan zoonotik paraziter hastalıktır. Akdeniz Havzasındaki ülkelerde (Türkiye, Suriye, Kuzey Afrikaülkeleri, Ürdün, İtalya, İspanya, İran) sık rastlanan bir enfeksiyon hastalığıdır. Leyşmanyazis; kutanöz,mukokutanöz ve viseral leyşmanyazis (VL) şeklinde üç klinik formda karşımıza çıkabilir. VL, ülkemizdeAkdeniz ve Ege bölgelerinde endemik, diğer bölgelerde ise sporadik olarak görülmektedir. Bu rapordaİzmir’de ikamet eden VL’ye ek olarak hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) gelişen bir olgu sunulmuştur.Elli yaşında kadın hasta yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve artarak devam eden ateş, terleme, halsizlik,yorgunluk şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur. Fizik muayenesinde ateşi 38.7°C ölçülmüştür.Hastanın yapılan hemogramında hemoglobin: 8.91 g/dl (11.7-16.0), trombosit sayısı: 104 x 103/µl(150-450), lökosit sayısı: 1.35 103/µl (4.5-11) şeklinde pansitopeni saptanmıştır. Batının ultrasonografikdeğerlendirmesinde hepatosplenomegali saptanmıştır. Laboratuvar tetkiklerinde ferritin: 764.4 ng/ml(13-150) ve trigliserit düzeyi 232 mg/dl (< 150) şeklinde artmış olarak saptanmıştır. 2004 yılı HLHtanı kriterleri rehberine göre hastaya HLH tanısı konulmuştur. HLH’ye neden olabilecek sekonderhastalıklar açısından hasta araştırılmıştır. Kemik iliği aspirasyonunda hemofagositoz ve intraselülerparazitler gözlenmiştir. Yapılan leyşmanyazis indirekt floresan antikor IgG testi (IFAT) 1/1024 titredepozitif olarak saptanmıştır. Ayrıca, hastadan alınan kemik iliği aspirasyon örneğinde polimeraz zincirreaksiyonu ile leyşmanya varlığı aranmış ve etkenin Leishmania infantum olduğu tespit edilmiştir. HastaVL’ye sekonder olarak gelişen HLH olgusu olarak değerlendirilmiş ve lipozomal amfoterisin B tedavisiuygulanmıştır. Tedavinin 5. gününde hastanın ateş yüksekliği şikayeti kaybolmuş, halsizlik, yorgunluk,terleme şikayetlerinde belirgin azalma olmuştur. Tedavi sonrası 2. ay kontrolünde şikayetlerinin tamamenkaybolduğu ve pansitopenisinin düzeldiği görülmüştür. HLH ve VL erken tanınıp tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen hastalıklardır. Sitopeni, yüksek ferritin ve trigliserit düzeyi, düşük fibrinojen düzeyi,ateş olması durumunda HLH akla gelmeli ve sekonder nedenlerin araştırılmasında paraziter etkenler deunutulmamalıdır. Bu olgu sunumu ile leyşmanyazisin çok nadir bir klinik şekli olan HLH tanısına dikkatçekilmesi amaçlanmıştır
- Other research product . Other ORP type . 2018Open Access TurkishAuthors:Dumanoğlu, Zeynep; Geren, Hakan;Dumanoğlu, Zeynep; Geren, Hakan;Country: Turkey
To evaluate the influence of different N and P levels on the productivity of amaranth, a pot experiment under outdoor condition was conducted on a amaranth genotype (cv. Don Juan) with five nitrogen (0, 50, 100, 150, 200 kg·ha-1) and three phosphor levels (0, 50, 100 kg·ha-1). Some traits tested in the experiment were plant height, harvest index and grain yield, crude protein content and weight of thousand grain. Results indicated that increasing N and P levels positively affected above mentioned traits compared to the control, and the highest grain yield for amaranth obtained from 100 kg P and 150 kg N application per hectare. Farklı azot ve fosfor seviyelerinin horozibiği verimliliği üzerindeki etkisini değerlendirmek için “Don Juan” isimli horozibiği genotipinde, beş azot (0, 5, 10, 15, 20 kg/da) ve üç fosfor (0, 5, 10 kg/da) seviyesinin araştırıldığı bir saksı denemesi dış ortamda yürütülmüştür. Çalışmada bitki boyu, hasat indeksi, tane verimi, tane ham protein oranı ve 1000 tane ağırlığı gibi özellikler incelenmiştir. Sonuçlar, kontrol uygulamasına göre artan N ve P seviyelerinin verim ve verim unsurlarını olumlu yönde etkilediğini ve en yüksek tane veriminin dekara 10 kg P ve 15 kg Nuygulamasından alındığını göstermiştir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Country: Turkey
Sodyum glikoz ko-transporter-2 inhibitörleri (SGLT-2i), glükoz geri emiliminin sağlandığı böbrek proksimal tübüllerinde glikoz reabsorbsiyonunu engelleyip glükozuri, diürez ve natriüreze neden olarak etkili olan yeni antidiyabetik ajanlardır. Geniş çaplı randomize klinik çalışmalarda, aterosklerotik kardiyovasküler (KV) hastalığı veya yüksek KV risk faktörleri olan tip 2 diyabette (T2DM), majör KV olayları ve kalp yetersizliğine (KY) bağlı hastane yatışlarını azalttığı ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda en büyük ve tutarlı etkinin KY nedenli hastane yatışlarını azaltması üzerine olduğu gözlenmiştir. KY nedenli hastane yatışlarına etkisinin KY tanısı bulunan hasta subgruplarında da gösterilmiş olması SGLT2i’lerin T2DM olsun olmasın tüm KY olgularında klinik yararlar sağlayabileceği düşüncesini ortaya koymuştur. Yeni yayınlanan DAPA-HF çalışmasında, standart KY tedavisi üzerine eklenen ve SGLT-2i olan dapagliflozinin diyabet olsun olmasın KY bulunan olgularda KY nedenli hastane yatışlarını, KV mortalite ve tüm nedenli mortaliteyi azalttığı, yaşam kalitesini düzelttiği gösterilmiştir. Bu sonuçlar SGLT2i’lerin KY’de etkin bir tedavi seçeneği olma potansiyeline sahip olduğunu desteklemektedir. Bu derlemede SGLT2i’lerin KY tedavisindeki rolü değerlendirilmektedir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Country: Turkey
Introduction: Human papillomavirus (HPV) is a DNA virus belonging to the Papillomaviridae family and infects only humans. HPV virus has an important role in the development of cervical cancer and anogenital warts, and it is also responsible for oropharyngeal cancers and penile cancers. The aim of this study was to evaluate the knowledge, awareness, and attitudes about HPV and HPV vaccines in medical students with HPV vaccine. Materials and Methods: A questionnaire consisting of 30 close-ended questions was applied to the medical students with HPV vaccine between February 1- May 31, 2019 in the Faculty of Medicine. Data were analyzed with descriptive statistical methods. Results: Eighty-five medical students enrolled in the study, 5% (n= 5) were males and 95% (n= 80) were females. The number of participants who responded correctly to the questions about HPV transmission pathways, symptoms, diseases, HPV vaccine protection, and screening methods was 4% (n= 3). The average number of correct answers was 14.3 (min: 8, max: 18). 96% (n= 82) of the participants responded to the question related to condom use in people who have been vaccinated with HPV as “required to use” or “use condoms”, and 4% (n= 3) stated that this information was wrong. For the question about genital herpes and HPV, 45 % (n= 38) of the participants stated that they might be related, and 9% (n= 8) did not know. Conclusion: The rates of HPV vaccine application in our country are still low. Vaccination of health workers is very important. Firstly, acquiring the right information and completing their own vaccines will increase immunization rates. Giriş: Human papilloma virüs (HPV) Papillomaviridae ailesinde yer alan ve sadece insanları infekte eden bir DNA virüsüdür. Serviks kanseri ve anogenital siğillerin oluşumunda en önemli rolü oynayan HPV penil kanser ve orofarengeal kanserlerden de sorumludur. Bu çalışmada, tıp fakültesinde HPV aşısı uygulanmış olan öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgi, görüş ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Tıp fakültesinde 1 Şubat 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında HPV aşısı yaptırmış olan öğrencilere, 30 adet kapalı uçlu sorudan oluşan anket yüzyüze görüşülerek uygulanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan tümü tıp fakültesi öğrencisi 85 kişinin %6 (n= 5)’sı erkek, %94 (n= 80)’ü kadın idi. Soruların tamamına doğru cevap veren kişi sayısı %4 iken, ortalama doğru yanıt sayısı 14.3 (min: 8, max: 18) bulunmuştur. HPV aşısı olmuş kişilerde kondom kullanımı ile ilgili katılımcıların %96 (n= 82)’sı kondom kullanması ya da kullandırmasının gerekli olduğunu, %4 (n= 3)’ü bu bilginin yanlış olduğunu belirtmiştir. Genital herpes ve HPV ile ilgili soru için katılımcıların %45 (n= 38)’i ilişkili olabileceğini, %9 (n= 8)’u ise bilgisinin olmadığını ifade etmiştir. Sonuç: Ülkemizde HPV aşısının uygulanma oranları sağlık çalışanları arasında dahi henüz düşüktür. Sağlık çalışanlarının aşıyı tavsiye etmesi çok değerlidir. Öncelikle aşılara ait doğru bilgilerin edinilmesi ve sağlık çalışanlarının kendi aşılarını tamamlaması bağışıklama oranlarının artmasını sağlayacaktır
- Other research product . Other ORP type . 2018Open Access TurkishAuthors:Batu, Mikail; Kayacan, Şehriban;Batu, Mikail; Kayacan, Şehriban;Country: Turkey
Nowadays, the world, which rapidly changes and develops, has also created the competitive environment. In the conditions of competition, the institutions need corporate communication project to change. These efforts reveal how to be a brand. The institutions, which arrange corporate communication projects, move in the direction of being a brand. With these projects, institutions increase the life quality of the people, enhance the employment opportunities, and also create a positive image in the minds of the people. A lot of institutions organize projects to maintain their existences, gain the confidence of the people and provide material and moral support. The main goal of these projects is that institutions should be positively supported and perceived by the people. Therefore, effective projects have been occasionally developed in order to meet their needs. In this study, 30 district municipalities in Izmir city are determined as the target population of the study. 6 district municipalities are examined as samples. The purpose of the study is to measure the perception in the minds of the people in these districts that are formed by the corporate communication projects conducted by the 6 municipalities which are sample of the study. Information about the corporate communication projects are got by the municipalities and the people in these districts, and brand perceptions of these municipalities are determined. The study is also conducted in depth interviews with public relations and press directors of the municipalities. In-depth interviews are conducted with 5 participants from each district. The purpose of this method, it enables to identify the same or different views of the people and to make comparisons according to these data. In addition to the questions asked during the interview, gathering different data is also one of the reasons to prefer this method. With this method, perceptions and attitudes towards corporate communication projects are revealed and research problems are analyzed. According to the results of the analysis and evaluation of the data, it emerges that corporate communication projects affect the brand perceptions of the municipalities. The study concludes with the recommendations. Hızla gelişen ve değişen dünya, günümüzde yeni rekabet ortamları yaratmaktadır. Kurumlar, rekabet koşullarında farklılaşmak için kurumsal iletişim projelerine ihtiyaç duymaktadır. Kurumsal iletişim projeleri gerçekleştiren kurumlar, markalaşma yönünde adımlar atmaktadır. Kurumlar yaptıkları bu çalışmalarla halkın yaşam kalitesini arttırmakta, istihdam olanaklarını geliştirebilmekte aynı zamanda halkın zihnindeki imajlarını pozitif yönde etkilemektedir. Birçok kurum varlığını sürdürebilmek, halkın güvenini kazanabilmek, halka maddi ve manevi fayda sağlayabilmek için projeler yapmaktadır. Kurumların halk tarafından olumlu algılanması ve desteklenmesi projelerin en temel amaçlarıdır. Bu doğrultudan halktan kopmadan, onların ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamak adına zaman zaman etkili projeler geliştirilmektedir. Bu çalışmada İzmir kentindeki 30 ilçe belediyesi çalışmanın evreni olarak belirlenmiştir. 6 ilçe belediyesi ise örneklem olarak incelenmiştir. Çalışmanın amacı örneklem olarak belirlenen 6 belediyenin yürüttüğü kurumsal iletişim projelerinin bu ilçelerde yaşayan insanların zihinde oluşturduğu algıyı ortaya koymaktır. Görüşme yapılan belediyeler ve bu ilçelerde yaşayan halktan kurumsal iletişim projelerine yönelik bilgiler alınmış ve bu belediyelerin marka algıları tespit edilmiştir. Çalışma da belediyelerin halkla ilişkiler ve basın yayın müdürü ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Örneklem olarak alınan her ilçeden 5 katılımcı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmada derinlemesine görüşme yönteminin seçilmesinin amacı bu yöntemin insanların görüş paralelliği ya da farklılığının saptanabilmesine ve buna göre karşılaştırmalar yapılabilmesine imkan vermesidir. Görüşme sırasında sorulan sorular dışında farklı bilgiler elde edilebilmesi de yöntemin tercih edilme sebeplerindendir. Bu yöntem ile kurumsal iletişim projelerine karşı olan algı ve tutumlar ortaya konulmuş ve araştırma problemleri yorumlanmıştır. Elde edilen verilerin analiz ve değerlendirme sonuçlarına göre kurumsal iletişim projelerinin belediyelerin marka algısına etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Çalışma öneriler ile sonlandırılmıştır.