137 Research products, page 1 of 14
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Country: Turkey
Amaç: Malign plevral mazotelyoma (MPM) kötü prognozlu ölümcül bir hastalıktır. MPM için ortalama sağ kalım 4-18 ay arasında değişmektedir. MPM’de tüm tedavilere rağmen yüksek mortalite görüldüğünden, elimizdeki bilinen tüm tedaviler hastalara uygulanabilmektedir. Bu nedenle tümör evresine, hasta performansına, histolojik alt tipine göre; cerrahi, kemoterapi, radyoterapiyi içeren multimodal tedavi rejimleri söz konusu olmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ege Üniversitesi Hastanesi veri tabanındaki 1992-2017 yılları arası 241 malign plevral mezotelyoma hastasının epidemiyolojik ve genel sağ kalım özellikleri istatistiksel açıdan global sonuçlarla karşılaştırılacak ve malign plevral mezotelyoma verileri değerlendirilecektir. Bulgular: Kayıtlı toplam 240 hastanın 154’ü (%64) erkek, 86’sı (%36) kadındı. Yas ortalaması 56 (19- 78) idi. Sağ kalım değerlendirilmesinde yapılan tedavilerin sağ kalıma etkisine bakıldığında en iyi sonucun (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %16, p?0.001) kombine tedavi ile sağlandığı görülmüştür. Patolojik alt grupların sağ kalıma etkisine bakıldığında (Grafik 5) epiteloid mezotelyoma alt tipinin de anlamlı olarak daha iyi yaşam süresi gösterdiği bulunmuştur (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %15, p<0,001). Sonuç: Malign mezotelyomada en başarılı sonuçlar kombine tedavilerle elde edilmektedir. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavinin beraber uygulanabildiği hastalarda sağ kalım uzamaktadır. Hasta sayısı arttıkça ve düzenli bir kayıt sistemi ile ilerleyen yıllarda daha sağlıklı sonuçlar verebileceğimizi düşünüyoruz. Aim: Malignant pleural mesothelioma is a fatal disease with poor prognosis. Mean survival in mesothelioma varies between 4-18 months. Because of the high mortality rate despite all the treatments, all the known treatments can be applied to the patients. Therefore, according to tumor stage, patient performance, histological subtype; multimodal treatment regimens including surgery, chemotherapy and radiotherapy. Materials and Methods: In this study, epidemiological and general survival characteristics of 241 malignant pleural mesothelioma patients in the database of Ege University Hospital between 1992 and 2017 will be compared statistically with global results and malignant pleural mesothelioma data will be evaluated. Results: Of the total 240 patients enrolled, 154 (64%) were male and 86 (36%) were female. When the survival effect of the treatments was evaluated, it was seen that the best result (median survival 24 months, 5-year survival 16%, p < 0.001) was achieved with combined therapy. When the effect of pathological subtypes on survival was examined, it was found that epitheloid mesothelioma subtype showed significantly better survival. Conclusion: The most successful results in malignant mesothelioma are obtained with combined therapies. Survival is prolonged in patients with chemotherapy, radiotherapy and surgical treatment. We believe that as the number of patients increases and with a regular registration system, we can achieve healthier results in the years to come.
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access TurkishAuthors:Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Country: Turkey
Fotoğraf serüveni, insanoğlunun gördüklerini tekrar görülebilir somut bir veriye dönüştürme çabasıyla başlamıştır. Görüntünün kayıt altına alınabilmesi, tekrar görülebilir, basılabilir ve çoğaltılabilir olması ise ancak eklentik teknolojik gelişmeler sayesinde gerçekleşebilmiştir. Bu bağlamla bakıldığında fotoğraf, teknolojik bir araç olarak dikkat çekmektedir. Hatıra biriktirme aracı olarak konumlandırılan fotoğraf, zamanla belge ve kanıt özelliklerini de kazanarak, toplumsal belleğin oluşumunda söz sahibi olmuştur. Fotoğrafın artan kullanımı, aynı zamanda teknoloji olarak gelişmesinin önünü açmıştır. Fotoğrafın bu bağlamda gelişimi çoğunlukla fotoğraf üretim pratiklerinde iyileştirme, herkes tarafından ulaşılabilir hale gelme, saklama ve paylaşma olanaklarının iyileştirmesi yönünde olmuştur. Bu bağlamıyla bakıldığından fotoğraf karanlık odalardan analog makinelere, oradan dijital makinelere geçiş yapmıştır. Dijital makineler bugün yerini daha ileri bir teknoloji olan aynasız makinelere bırakırken, bilişim teknolojisi de cep telefonu fotoğrafçılığını oluşturmaya başlamıştır. Özellikle de cep telefonlarına entegre kameraların gün geçtikçe yükselen popülariteleri, optik teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile toplumların dijitalleşmeye başlaması, yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın oluşumunda doğrudan etkili olmuşlardır. Bu çalışma anı biriktirme amacı taşıyan fotoğrafın kitle iletişim aracına dönüşümünde geçirdiği evrelere değinerek, mobil fotoğrafçılığın tanımını, kapsamını, teknolojik bağlamı ve kullanım alanlarını açıklamayı amaçlamaktadır. Bir literatür taraması olan bu çalışmada, fotoğrafta yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın dünü, bugünkü gelişimi ve teknolojik bağlamıyla geleceği kronolojik sıralamayla araştırılarak tartışılmaktadır. The adventure of photography started with the desire of people to be able to see what they saw again. It has been possible to record, view and reproduce the image with technological developments. In this context, photography is accepted as a technological tool. Photography, which is a tool for collecting memories, has contributed to the formation of social memory with its documenting feature over time. The development of photography in this context has led to improvements in production, accessibility, storage and sharing. Thus, photography evolved from the darkroom to analog cameras and then to digital. While digital machines are developing more and more today, information technologies have also turned the mobile phone into a camera. In particular, the development of optical technologies has increased the interest in cameras integrated into mobile phones. However, the digitalization of societies has had a direct impact on the formation of mobile photography. This study aims to explain the definition, scope, technological context and usage areas of mobile photography by referring to the stages of photography in its transformation into mass media. In this study, which is a literature review, the past, present and future of mobile photography with its technological context are discussed chronologically.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2022Open Access TurkishAuthors:Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Country: Turkey
Akut inme bulgularıyla hastaneye başvuran COVİD-19’ lu bir hastada servikal internal karotis arter ve intrakranial arteriyel yatakta (orta serebral arter M2 segmenti) akut tromboembolinin BT anjiografi bulguları sunulmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2019Open AccessAuthors:Türkoğlu, Tayfun; Başok, Nilay;Türkoğlu, Tayfun; Başok, Nilay;Country: Turkey
Klasik Yönetim anlayışından Mükemmellik Modeline uzanan yolculukta liderler çalışanlarına değer vererek ve onları kurumlarının önemli bir paydaşı olarak görerek kurumsal bağlılıklarını arttırmakta ve kurum kültürünün yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygulamaları işletmelerde sürekli gelişimi ve iyileşmeyi hedef aldığından; küreselleşen dünyada kurumsal kimliği, kurumsal imajı, kurumsal itibarı ve kurum kültürünü çalışanlarının içselleşmiş desteği ile oluşturmak ve geliştirmek isteyen yöneticiler tarafından öncelikli olarak tercih edilen yöntemlerdendir. İnsana ve iletişime değer veren modern yöneticiler tarafından EFQM Mükemmellik Modeline ait dokuz kriter başlığı altında yapılan kurumsal iletişim çalışmaları sonucunda; kurumsal bağlılığın arttığı, kurum kültürünün tüm çalışanlarda daha hızlı yayıldığı, çalışanların kendisini kurumun önemli bir paydaşı olarak gördüğü, kurumun imaj ve itibarının yükselmesi için daha çok gönüllü olarak çalıştıkları ve kurumun kalite başarı puanının yükseldiği tespit edilmiştir. In the journey from classical management understanding to the excellence model, leaders are raising their employees’ corporate commitment and providing a spread in corporate culture by enhancing their employees and seeing them as an important stakeholder of their corporation. Because of the fact that implementations of Total Quality Management (TQM) setting sight on continuous development and amelioration, in the globalizing world these are primarily preferred methods by managers who wants to create and improve corporate identitiy, corporate image, corporate reputation and corporate culture via employees’ internalized support. As a result of studies carried under the title of European Foundation for Quality Management Excellence Model by managers that enhance people and communication; raising institutional commitment, faster spread of corporation, their voluntarily work to raise public opinion and dignity of the corporation and corporation’s rise in quality success point were observed.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Country: Turkey
Leyşmanyazis, Antarktika hariç tüm kıtalarda görülebilen vektör kum sinekleri (yakarca) aracılığı ilebulaşan zoonotik paraziter hastalıktır. Akdeniz Havzasındaki ülkelerde (Türkiye, Suriye, Kuzey Afrikaülkeleri, Ürdün, İtalya, İspanya, İran) sık rastlanan bir enfeksiyon hastalığıdır. Leyşmanyazis; kutanöz,mukokutanöz ve viseral leyşmanyazis (VL) şeklinde üç klinik formda karşımıza çıkabilir. VL, ülkemizdeAkdeniz ve Ege bölgelerinde endemik, diğer bölgelerde ise sporadik olarak görülmektedir. Bu rapordaİzmir’de ikamet eden VL’ye ek olarak hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) gelişen bir olgu sunulmuştur.Elli yaşında kadın hasta yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve artarak devam eden ateş, terleme, halsizlik,yorgunluk şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur. Fizik muayenesinde ateşi 38.7°C ölçülmüştür.Hastanın yapılan hemogramında hemoglobin: 8.91 g/dl (11.7-16.0), trombosit sayısı: 104 x 103/µl(150-450), lökosit sayısı: 1.35 103/µl (4.5-11) şeklinde pansitopeni saptanmıştır. Batının ultrasonografikdeğerlendirmesinde hepatosplenomegali saptanmıştır. Laboratuvar tetkiklerinde ferritin: 764.4 ng/ml(13-150) ve trigliserit düzeyi 232 mg/dl (< 150) şeklinde artmış olarak saptanmıştır. 2004 yılı HLHtanı kriterleri rehberine göre hastaya HLH tanısı konulmuştur. HLH’ye neden olabilecek sekonderhastalıklar açısından hasta araştırılmıştır. Kemik iliği aspirasyonunda hemofagositoz ve intraselülerparazitler gözlenmiştir. Yapılan leyşmanyazis indirekt floresan antikor IgG testi (IFAT) 1/1024 titredepozitif olarak saptanmıştır. Ayrıca, hastadan alınan kemik iliği aspirasyon örneğinde polimeraz zincirreaksiyonu ile leyşmanya varlığı aranmış ve etkenin Leishmania infantum olduğu tespit edilmiştir. HastaVL’ye sekonder olarak gelişen HLH olgusu olarak değerlendirilmiş ve lipozomal amfoterisin B tedavisiuygulanmıştır. Tedavinin 5. gününde hastanın ateş yüksekliği şikayeti kaybolmuş, halsizlik, yorgunluk,terleme şikayetlerinde belirgin azalma olmuştur. Tedavi sonrası 2. ay kontrolünde şikayetlerinin tamamenkaybolduğu ve pansitopenisinin düzeldiği görülmüştür. HLH ve VL erken tanınıp tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen hastalıklardır. Sitopeni, yüksek ferritin ve trigliserit düzeyi, düşük fibrinojen düzeyi,ateş olması durumunda HLH akla gelmeli ve sekonder nedenlerin araştırılmasında paraziter etkenler deunutulmamalıdır. Bu olgu sunumu ile leyşmanyazisin çok nadir bir klinik şekli olan HLH tanısına dikkatçekilmesi amaçlanmıştır
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access EnglishAuthors:Aypay, Ahmet; Özdemir, Murat; Karaferye, Figen;Aypay, Ahmet; Özdemir, Murat; Karaferye, Figen;Country: Turkey
The purpose of this study is to examine the research on faculty members as one of the central subjects of Turkish higher education research based on data from 256 articles, master’s and doctoral theses between 2015 and 2019. An analytical framework was used to review and classify the information on research and researchers, the object of study, and the object of knowledge. Turkish higher education research on faculty members was mainly published in the form of articles in peer-reviewed journals in Turkish. The primary objects of study were about the islands of teaching and learning, policy studies, identity development, institutional research, and the scholarships of discovery and teaching. As for the object of knowledge, Turkish higher education research on faculty members was found to be descriptive. Quantitative studies employed parametric tests for research data based on the target population and simple random sampling with a maximum of 400 respondents. The qualitative studies used interviews and content analysis for data collection and analysis. Establishing structures focusing on systematic and long-term research on faculty around the issues such as recruitment, career, and post-career stages was among the recommendations of the paper.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Country: Turkey
Sodyum glikoz ko-transporter-2 inhibitörleri (SGLT-2i), glükoz geri emiliminin sağlandığı böbrek proksimal tübüllerinde glikoz reabsorbsiyonunu engelleyip glükozuri, diürez ve natriüreze neden olarak etkili olan yeni antidiyabetik ajanlardır. Geniş çaplı randomize klinik çalışmalarda, aterosklerotik kardiyovasküler (KV) hastalığı veya yüksek KV risk faktörleri olan tip 2 diyabette (T2DM), majör KV olayları ve kalp yetersizliğine (KY) bağlı hastane yatışlarını azalttığı ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda en büyük ve tutarlı etkinin KY nedenli hastane yatışlarını azaltması üzerine olduğu gözlenmiştir. KY nedenli hastane yatışlarına etkisinin KY tanısı bulunan hasta subgruplarında da gösterilmiş olması SGLT2i’lerin T2DM olsun olmasın tüm KY olgularında klinik yararlar sağlayabileceği düşüncesini ortaya koymuştur. Yeni yayınlanan DAPA-HF çalışmasında, standart KY tedavisi üzerine eklenen ve SGLT-2i olan dapagliflozinin diyabet olsun olmasın KY bulunan olgularda KY nedenli hastane yatışlarını, KV mortalite ve tüm nedenli mortaliteyi azalttığı, yaşam kalitesini düzelttiği gösterilmiştir. Bu sonuçlar SGLT2i’lerin KY’de etkin bir tedavi seçeneği olma potansiyeline sahip olduğunu desteklemektedir. Bu derlemede SGLT2i’lerin KY tedavisindeki rolü değerlendirilmektedir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Country: Turkey
Introduction: Human papillomavirus (HPV) is a DNA virus belonging to the Papillomaviridae family and infects only humans. HPV virus has an important role in the development of cervical cancer and anogenital warts, and it is also responsible for oropharyngeal cancers and penile cancers. The aim of this study was to evaluate the knowledge, awareness, and attitudes about HPV and HPV vaccines in medical students with HPV vaccine. Materials and Methods: A questionnaire consisting of 30 close-ended questions was applied to the medical students with HPV vaccine between February 1- May 31, 2019 in the Faculty of Medicine. Data were analyzed with descriptive statistical methods. Results: Eighty-five medical students enrolled in the study, 5% (n= 5) were males and 95% (n= 80) were females. The number of participants who responded correctly to the questions about HPV transmission pathways, symptoms, diseases, HPV vaccine protection, and screening methods was 4% (n= 3). The average number of correct answers was 14.3 (min: 8, max: 18). 96% (n= 82) of the participants responded to the question related to condom use in people who have been vaccinated with HPV as “required to use” or “use condoms”, and 4% (n= 3) stated that this information was wrong. For the question about genital herpes and HPV, 45 % (n= 38) of the participants stated that they might be related, and 9% (n= 8) did not know. Conclusion: The rates of HPV vaccine application in our country are still low. Vaccination of health workers is very important. Firstly, acquiring the right information and completing their own vaccines will increase immunization rates. Giriş: Human papilloma virüs (HPV) Papillomaviridae ailesinde yer alan ve sadece insanları infekte eden bir DNA virüsüdür. Serviks kanseri ve anogenital siğillerin oluşumunda en önemli rolü oynayan HPV penil kanser ve orofarengeal kanserlerden de sorumludur. Bu çalışmada, tıp fakültesinde HPV aşısı uygulanmış olan öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgi, görüş ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Tıp fakültesinde 1 Şubat 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında HPV aşısı yaptırmış olan öğrencilere, 30 adet kapalı uçlu sorudan oluşan anket yüzyüze görüşülerek uygulanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan tümü tıp fakültesi öğrencisi 85 kişinin %6 (n= 5)’sı erkek, %94 (n= 80)’ü kadın idi. Soruların tamamına doğru cevap veren kişi sayısı %4 iken, ortalama doğru yanıt sayısı 14.3 (min: 8, max: 18) bulunmuştur. HPV aşısı olmuş kişilerde kondom kullanımı ile ilgili katılımcıların %96 (n= 82)’sı kondom kullanması ya da kullandırmasının gerekli olduğunu, %4 (n= 3)’ü bu bilginin yanlış olduğunu belirtmiştir. Genital herpes ve HPV ile ilgili soru için katılımcıların %45 (n= 38)’i ilişkili olabileceğini, %9 (n= 8)’u ise bilgisinin olmadığını ifade etmiştir. Sonuç: Ülkemizde HPV aşısının uygulanma oranları sağlık çalışanları arasında dahi henüz düşüktür. Sağlık çalışanlarının aşıyı tavsiye etmesi çok değerlidir. Öncelikle aşılara ait doğru bilgilerin edinilmesi ve sağlık çalışanlarının kendi aşılarını tamamlaması bağışıklama oranlarının artmasını sağlayacaktır
137 Research products, page 1 of 14
Loading
- Other research product . Other ORP type . 2019Open Access TurkishAuthors:Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Ergönül, Ayşe Gül; Akçam, Tevfik İlker; Özdil, Ali; Turhan, Kutsal; Çakan, Alpaslan; Nart, Deniz; Çağırıcı, Ufuk;Country: Turkey
Amaç: Malign plevral mazotelyoma (MPM) kötü prognozlu ölümcül bir hastalıktır. MPM için ortalama sağ kalım 4-18 ay arasında değişmektedir. MPM’de tüm tedavilere rağmen yüksek mortalite görüldüğünden, elimizdeki bilinen tüm tedaviler hastalara uygulanabilmektedir. Bu nedenle tümör evresine, hasta performansına, histolojik alt tipine göre; cerrahi, kemoterapi, radyoterapiyi içeren multimodal tedavi rejimleri söz konusu olmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ege Üniversitesi Hastanesi veri tabanındaki 1992-2017 yılları arası 241 malign plevral mezotelyoma hastasının epidemiyolojik ve genel sağ kalım özellikleri istatistiksel açıdan global sonuçlarla karşılaştırılacak ve malign plevral mezotelyoma verileri değerlendirilecektir. Bulgular: Kayıtlı toplam 240 hastanın 154’ü (%64) erkek, 86’sı (%36) kadındı. Yas ortalaması 56 (19- 78) idi. Sağ kalım değerlendirilmesinde yapılan tedavilerin sağ kalıma etkisine bakıldığında en iyi sonucun (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %16, p?0.001) kombine tedavi ile sağlandığı görülmüştür. Patolojik alt grupların sağ kalıma etkisine bakıldığında (Grafik 5) epiteloid mezotelyoma alt tipinin de anlamlı olarak daha iyi yaşam süresi gösterdiği bulunmuştur (ortalama sağ kalım 24 ay, beş yıllık yaşam %15, p<0,001). Sonuç: Malign mezotelyomada en başarılı sonuçlar kombine tedavilerle elde edilmektedir. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavinin beraber uygulanabildiği hastalarda sağ kalım uzamaktadır. Hasta sayısı arttıkça ve düzenli bir kayıt sistemi ile ilerleyen yıllarda daha sağlıklı sonuçlar verebileceğimizi düşünüyoruz. Aim: Malignant pleural mesothelioma is a fatal disease with poor prognosis. Mean survival in mesothelioma varies between 4-18 months. Because of the high mortality rate despite all the treatments, all the known treatments can be applied to the patients. Therefore, according to tumor stage, patient performance, histological subtype; multimodal treatment regimens including surgery, chemotherapy and radiotherapy. Materials and Methods: In this study, epidemiological and general survival characteristics of 241 malignant pleural mesothelioma patients in the database of Ege University Hospital between 1992 and 2017 will be compared statistically with global results and malignant pleural mesothelioma data will be evaluated. Results: Of the total 240 patients enrolled, 154 (64%) were male and 86 (36%) were female. When the survival effect of the treatments was evaluated, it was seen that the best result (median survival 24 months, 5-year survival 16%, p < 0.001) was achieved with combined therapy. When the effect of pathological subtypes on survival was examined, it was found that epitheloid mesothelioma subtype showed significantly better survival. Conclusion: The most successful results in malignant mesothelioma are obtained with combined therapies. Survival is prolonged in patients with chemotherapy, radiotherapy and surgical treatment. We believe that as the number of patients increases and with a regular registration system, we can achieve healthier results in the years to come.
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access TurkishAuthors:Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Demirel, Gökhan; Kanlıoğlu, Alahattin;Country: Turkey
Fotoğraf serüveni, insanoğlunun gördüklerini tekrar görülebilir somut bir veriye dönüştürme çabasıyla başlamıştır. Görüntünün kayıt altına alınabilmesi, tekrar görülebilir, basılabilir ve çoğaltılabilir olması ise ancak eklentik teknolojik gelişmeler sayesinde gerçekleşebilmiştir. Bu bağlamla bakıldığında fotoğraf, teknolojik bir araç olarak dikkat çekmektedir. Hatıra biriktirme aracı olarak konumlandırılan fotoğraf, zamanla belge ve kanıt özelliklerini de kazanarak, toplumsal belleğin oluşumunda söz sahibi olmuştur. Fotoğrafın artan kullanımı, aynı zamanda teknoloji olarak gelişmesinin önünü açmıştır. Fotoğrafın bu bağlamda gelişimi çoğunlukla fotoğraf üretim pratiklerinde iyileştirme, herkes tarafından ulaşılabilir hale gelme, saklama ve paylaşma olanaklarının iyileştirmesi yönünde olmuştur. Bu bağlamıyla bakıldığından fotoğraf karanlık odalardan analog makinelere, oradan dijital makinelere geçiş yapmıştır. Dijital makineler bugün yerini daha ileri bir teknoloji olan aynasız makinelere bırakırken, bilişim teknolojisi de cep telefonu fotoğrafçılığını oluşturmaya başlamıştır. Özellikle de cep telefonlarına entegre kameraların gün geçtikçe yükselen popülariteleri, optik teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ile toplumların dijitalleşmeye başlaması, yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın oluşumunda doğrudan etkili olmuşlardır. Bu çalışma anı biriktirme amacı taşıyan fotoğrafın kitle iletişim aracına dönüşümünde geçirdiği evrelere değinerek, mobil fotoğrafçılığın tanımını, kapsamını, teknolojik bağlamı ve kullanım alanlarını açıklamayı amaçlamaktadır. Bir literatür taraması olan bu çalışmada, fotoğrafta yeni bir alan olan mobil fotoğrafçılığın dünü, bugünkü gelişimi ve teknolojik bağlamıyla geleceği kronolojik sıralamayla araştırılarak tartışılmaktadır. The adventure of photography started with the desire of people to be able to see what they saw again. It has been possible to record, view and reproduce the image with technological developments. In this context, photography is accepted as a technological tool. Photography, which is a tool for collecting memories, has contributed to the formation of social memory with its documenting feature over time. The development of photography in this context has led to improvements in production, accessibility, storage and sharing. Thus, photography evolved from the darkroom to analog cameras and then to digital. While digital machines are developing more and more today, information technologies have also turned the mobile phone into a camera. In particular, the development of optical technologies has increased the interest in cameras integrated into mobile phones. However, the digitalization of societies has had a direct impact on the formation of mobile photography. This study aims to explain the definition, scope, technological context and usage areas of mobile photography by referring to the stages of photography in its transformation into mass media. In this study, which is a literature review, the past, present and future of mobile photography with its technological context are discussed chronologically.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Kendirli, Tanıl; Karapınar, Bülent; Yılmaz, Hayri Levent; Duman, Murat; Köroğlu, Tolga F.; Dursun, Oğuz; Arslanköylü, Ali Ertuğ;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;İrkeç, Murat T.; Eğrilmez, Sait; Bozkurt, Banu; Yıldırım, Özlem; Şengör, Tomris;Country: Turkey
[Abstract Not Available]
- Other research product . Other ORP type . 2022Open Access TurkishAuthors:Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Taghiyeva, Aida; Çınar, Celal; Oran, İsmail;Country: Turkey
Akut inme bulgularıyla hastaneye başvuran COVİD-19’ lu bir hastada servikal internal karotis arter ve intrakranial arteriyel yatakta (orta serebral arter M2 segmenti) akut tromboembolinin BT anjiografi bulguları sunulmuştur.
- Other research product . Other ORP type . 2019Open AccessAuthors:Türkoğlu, Tayfun; Başok, Nilay;Türkoğlu, Tayfun; Başok, Nilay;Country: Turkey
Klasik Yönetim anlayışından Mükemmellik Modeline uzanan yolculukta liderler çalışanlarına değer vererek ve onları kurumlarının önemli bir paydaşı olarak görerek kurumsal bağlılıklarını arttırmakta ve kurum kültürünün yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Toplam Kalite Yönetimi (TKY) uygulamaları işletmelerde sürekli gelişimi ve iyileşmeyi hedef aldığından; küreselleşen dünyada kurumsal kimliği, kurumsal imajı, kurumsal itibarı ve kurum kültürünü çalışanlarının içselleşmiş desteği ile oluşturmak ve geliştirmek isteyen yöneticiler tarafından öncelikli olarak tercih edilen yöntemlerdendir. İnsana ve iletişime değer veren modern yöneticiler tarafından EFQM Mükemmellik Modeline ait dokuz kriter başlığı altında yapılan kurumsal iletişim çalışmaları sonucunda; kurumsal bağlılığın arttığı, kurum kültürünün tüm çalışanlarda daha hızlı yayıldığı, çalışanların kendisini kurumun önemli bir paydaşı olarak gördüğü, kurumun imaj ve itibarının yükselmesi için daha çok gönüllü olarak çalıştıkları ve kurumun kalite başarı puanının yükseldiği tespit edilmiştir. In the journey from classical management understanding to the excellence model, leaders are raising their employees’ corporate commitment and providing a spread in corporate culture by enhancing their employees and seeing them as an important stakeholder of their corporation. Because of the fact that implementations of Total Quality Management (TQM) setting sight on continuous development and amelioration, in the globalizing world these are primarily preferred methods by managers who wants to create and improve corporate identitiy, corporate image, corporate reputation and corporate culture via employees’ internalized support. As a result of studies carried under the title of European Foundation for Quality Management Excellence Model by managers that enhance people and communication; raising institutional commitment, faster spread of corporation, their voluntarily work to raise public opinion and dignity of the corporation and corporation’s rise in quality success point were observed.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Soyer, Nur; Bağcı, Özlem Ulusan; Bozgül, Şükriye Miray Kılınçer; Emgin, Ömer; Bozkurt, Devrim;Country: Turkey
Leyşmanyazis, Antarktika hariç tüm kıtalarda görülebilen vektör kum sinekleri (yakarca) aracılığı ilebulaşan zoonotik paraziter hastalıktır. Akdeniz Havzasındaki ülkelerde (Türkiye, Suriye, Kuzey Afrikaülkeleri, Ürdün, İtalya, İspanya, İran) sık rastlanan bir enfeksiyon hastalığıdır. Leyşmanyazis; kutanöz,mukokutanöz ve viseral leyşmanyazis (VL) şeklinde üç klinik formda karşımıza çıkabilir. VL, ülkemizdeAkdeniz ve Ege bölgelerinde endemik, diğer bölgelerde ise sporadik olarak görülmektedir. Bu rapordaİzmir’de ikamet eden VL’ye ek olarak hemofagositik lenfohistiyositoz (HLH) gelişen bir olgu sunulmuştur.Elli yaşında kadın hasta yaklaşık 3 hafta önce başlayan ve artarak devam eden ateş, terleme, halsizlik,yorgunluk şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur. Fizik muayenesinde ateşi 38.7°C ölçülmüştür.Hastanın yapılan hemogramında hemoglobin: 8.91 g/dl (11.7-16.0), trombosit sayısı: 104 x 103/µl(150-450), lökosit sayısı: 1.35 103/µl (4.5-11) şeklinde pansitopeni saptanmıştır. Batının ultrasonografikdeğerlendirmesinde hepatosplenomegali saptanmıştır. Laboratuvar tetkiklerinde ferritin: 764.4 ng/ml(13-150) ve trigliserit düzeyi 232 mg/dl (< 150) şeklinde artmış olarak saptanmıştır. 2004 yılı HLHtanı kriterleri rehberine göre hastaya HLH tanısı konulmuştur. HLH’ye neden olabilecek sekonderhastalıklar açısından hasta araştırılmıştır. Kemik iliği aspirasyonunda hemofagositoz ve intraselülerparazitler gözlenmiştir. Yapılan leyşmanyazis indirekt floresan antikor IgG testi (IFAT) 1/1024 titredepozitif olarak saptanmıştır. Ayrıca, hastadan alınan kemik iliği aspirasyon örneğinde polimeraz zincirreaksiyonu ile leyşmanya varlığı aranmış ve etkenin Leishmania infantum olduğu tespit edilmiştir. HastaVL’ye sekonder olarak gelişen HLH olgusu olarak değerlendirilmiş ve lipozomal amfoterisin B tedavisiuygulanmıştır. Tedavinin 5. gününde hastanın ateş yüksekliği şikayeti kaybolmuş, halsizlik, yorgunluk,terleme şikayetlerinde belirgin azalma olmuştur. Tedavi sonrası 2. ay kontrolünde şikayetlerinin tamamenkaybolduğu ve pansitopenisinin düzeldiği görülmüştür. HLH ve VL erken tanınıp tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen hastalıklardır. Sitopeni, yüksek ferritin ve trigliserit düzeyi, düşük fibrinojen düzeyi,ateş olması durumunda HLH akla gelmeli ve sekonder nedenlerin araştırılmasında paraziter etkenler deunutulmamalıdır. Bu olgu sunumu ile leyşmanyazisin çok nadir bir klinik şekli olan HLH tanısına dikkatçekilmesi amaçlanmıştır
- Other research product . Other ORP type . 2021Open Access EnglishAuthors:Aypay, Ahmet; Özdemir, Murat; Karaferye, Figen;Aypay, Ahmet; Özdemir, Murat; Karaferye, Figen;Country: Turkey
The purpose of this study is to examine the research on faculty members as one of the central subjects of Turkish higher education research based on data from 256 articles, master’s and doctoral theses between 2015 and 2019. An analytical framework was used to review and classify the information on research and researchers, the object of study, and the object of knowledge. Turkish higher education research on faculty members was mainly published in the form of articles in peer-reviewed journals in Turkish. The primary objects of study were about the islands of teaching and learning, policy studies, identity development, institutional research, and the scholarships of discovery and teaching. As for the object of knowledge, Turkish higher education research on faculty members was found to be descriptive. Quantitative studies employed parametric tests for research data based on the target population and simple random sampling with a maximum of 400 respondents. The qualitative studies used interviews and content analysis for data collection and analysis. Establishing structures focusing on systematic and long-term research on faculty around the issues such as recruitment, career, and post-career stages was among the recommendations of the paper.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Altay, Hakan; Demir, Şerafettin; Nalbantgil, Sanem; Temizhan, Ahmet; Çavuşoğlu, Yüksel; Yıldırımtürk, Özlem; Kılıçaslan, Barış;Country: Turkey
Sodyum glikoz ko-transporter-2 inhibitörleri (SGLT-2i), glükoz geri emiliminin sağlandığı böbrek proksimal tübüllerinde glikoz reabsorbsiyonunu engelleyip glükozuri, diürez ve natriüreze neden olarak etkili olan yeni antidiyabetik ajanlardır. Geniş çaplı randomize klinik çalışmalarda, aterosklerotik kardiyovasküler (KV) hastalığı veya yüksek KV risk faktörleri olan tip 2 diyabette (T2DM), majör KV olayları ve kalp yetersizliğine (KY) bağlı hastane yatışlarını azalttığı ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda en büyük ve tutarlı etkinin KY nedenli hastane yatışlarını azaltması üzerine olduğu gözlenmiştir. KY nedenli hastane yatışlarına etkisinin KY tanısı bulunan hasta subgruplarında da gösterilmiş olması SGLT2i’lerin T2DM olsun olmasın tüm KY olgularında klinik yararlar sağlayabileceği düşüncesini ortaya koymuştur. Yeni yayınlanan DAPA-HF çalışmasında, standart KY tedavisi üzerine eklenen ve SGLT-2i olan dapagliflozinin diyabet olsun olmasın KY bulunan olgularda KY nedenli hastane yatışlarını, KV mortalite ve tüm nedenli mortaliteyi azalttığı, yaşam kalitesini düzelttiği gösterilmiştir. Bu sonuçlar SGLT2i’lerin KY’de etkin bir tedavi seçeneği olma potansiyeline sahip olduğunu desteklemektedir. Bu derlemede SGLT2i’lerin KY tedavisindeki rolü değerlendirilmektedir.
- Other research product . Other ORP type . 2020Open Access TurkishAuthors:Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Erdem, Hüseyin Aytaç; Işıkgöz, Meltem Taşbakan; Şanlıdağ, Gamze; Kanpak, Ecem Saadet; Pullukçu, Hüsnü;Country: Turkey
Introduction: Human papillomavirus (HPV) is a DNA virus belonging to the Papillomaviridae family and infects only humans. HPV virus has an important role in the development of cervical cancer and anogenital warts, and it is also responsible for oropharyngeal cancers and penile cancers. The aim of this study was to evaluate the knowledge, awareness, and attitudes about HPV and HPV vaccines in medical students with HPV vaccine. Materials and Methods: A questionnaire consisting of 30 close-ended questions was applied to the medical students with HPV vaccine between February 1- May 31, 2019 in the Faculty of Medicine. Data were analyzed with descriptive statistical methods. Results: Eighty-five medical students enrolled in the study, 5% (n= 5) were males and 95% (n= 80) were females. The number of participants who responded correctly to the questions about HPV transmission pathways, symptoms, diseases, HPV vaccine protection, and screening methods was 4% (n= 3). The average number of correct answers was 14.3 (min: 8, max: 18). 96% (n= 82) of the participants responded to the question related to condom use in people who have been vaccinated with HPV as “required to use” or “use condoms”, and 4% (n= 3) stated that this information was wrong. For the question about genital herpes and HPV, 45 % (n= 38) of the participants stated that they might be related, and 9% (n= 8) did not know. Conclusion: The rates of HPV vaccine application in our country are still low. Vaccination of health workers is very important. Firstly, acquiring the right information and completing their own vaccines will increase immunization rates. Giriş: Human papilloma virüs (HPV) Papillomaviridae ailesinde yer alan ve sadece insanları infekte eden bir DNA virüsüdür. Serviks kanseri ve anogenital siğillerin oluşumunda en önemli rolü oynayan HPV penil kanser ve orofarengeal kanserlerden de sorumludur. Bu çalışmada, tıp fakültesinde HPV aşısı uygulanmış olan öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgi, görüş ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Tıp fakültesinde 1 Şubat 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında HPV aşısı yaptırmış olan öğrencilere, 30 adet kapalı uçlu sorudan oluşan anket yüzyüze görüşülerek uygulanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan tümü tıp fakültesi öğrencisi 85 kişinin %6 (n= 5)’sı erkek, %94 (n= 80)’ü kadın idi. Soruların tamamına doğru cevap veren kişi sayısı %4 iken, ortalama doğru yanıt sayısı 14.3 (min: 8, max: 18) bulunmuştur. HPV aşısı olmuş kişilerde kondom kullanımı ile ilgili katılımcıların %96 (n= 82)’sı kondom kullanması ya da kullandırmasının gerekli olduğunu, %4 (n= 3)’ü bu bilginin yanlış olduğunu belirtmiştir. Genital herpes ve HPV ile ilgili soru için katılımcıların %45 (n= 38)’i ilişkili olabileceğini, %9 (n= 8)’u ise bilgisinin olmadığını ifade etmiştir. Sonuç: Ülkemizde HPV aşısının uygulanma oranları sağlık çalışanları arasında dahi henüz düşüktür. Sağlık çalışanlarının aşıyı tavsiye etmesi çok değerlidir. Öncelikle aşılara ait doğru bilgilerin edinilmesi ve sağlık çalışanlarının kendi aşılarını tamamlaması bağışıklama oranlarının artmasını sağlayacaktır