Advanced search in
Research products
arrow_drop_down
Searching FieldsTerms
Any field
arrow_drop_down
includes
arrow_drop_down
Include:
192 Research products, page 5 of 20

  • 2018-2022
  • Other ORP type
  • TR
  • Ege University Institutional Repository

10
arrow_drop_down
Relevance
arrow_drop_down
  • Open Access English
    Authors: 
    Akçam, Tevfik İlker; Ergönül, Ayşe Gül; Kavurmacı, Önder; Turhan, Kutsal;
    Country: Turkey

    [Özet Yok]

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Dedeoğlu, Fulya; Temür, Bora; Konakçı, Erim; Ozan, Ali;
    Country: Turkey

    Yukarı Menderes Havzası’nda bölgenin prehistorik dönem yerleşim modellerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen sistematik yüzey araştırmasının sonuçları temelinde başlatılan Ekşi Höyük Kazı Projesi, havzanın Neolitikleşme sürecine ilişkin stratigrafik bilgi elde etmeyi hedeflemesinin yanı sıra yerleşimi oluşturan topluluklarının örgütlenme biçimi, buna yönelik geliştirdikleri geçim stratejisi ve alan kullanımını araştırmaktadır. 2015-2019 yılı çalışmaları itibariyle 7 yapı katı tespit edilmiş olan yerleşimin henüz kurulum tabakasına ait verilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen kazılar, yerleşimdeki iskanın MÖ 7. binyılın ilk çeyreğinde başladığını ve bu dönem yerleşiminin MÖ 6750-6600 yıllarına tarihlenen “kırmızı kireç tabanlı dörtgen yapılar” ile tanımlanabileceğini göstermektedir. Bu tabakayı “apsidal yapılar”ın karakterize ettiği MÖ 6400-6000 yıllarına tarihlenen tabakalar takip etmektedir. Nispeten tahrip olsa da iskanın MÖ 5500 sürecine kadar devam ettiği, bu sürecin ardından MS. 10-11.yy’da yerleşim mezarlık alanı olarak kullanılana dek terk edildiği tespit edilmiştir. Bu makale, Ekşi Höyük Arkeolojik Kazı Projesi’nin 2015-2019 kazı sezonlarından elde edilen ilk arkeolojik sonuçlarını kapsamakta olup, ağırlıklı olarak yerleşimin tabakalanması, mimarisi ve materyal kültürüne ilişkin verileri içermektedir. Building on the preliminary results of the Upper Meander Basin systematic survey conducted in the Upper Menderes Basin Archaeological Survey, Ekşi Höyük began in 2015 with the aim of to obtain stratigraphic information regarding the Neolithisation process of the basin, as well as exploring the organization of the early village communities and their land use. Ekşi Höyük was occupied in the first quarter of the 7th millennium BC. The settlement is characterized by “red lime plastered rectangular buildings” dating back to 6750-6600 BC., followed by “apsidal buildings” layers dated to 6400-6000 BC. Although destroyed by modern agricultural activity archaeological evidence indicate that the settlement continued until 5500 BC. And was abandoned until used as a cemetery in 10-11th century. This article contains the first archaeological results of the Ekşi Höyük in 2015-2019 excavation seasons, and mainly includes data on the stratification, architecture and material culture of the settlement..

  • Other research product . Other ORP type . 2020
    Open Access English
    Authors: 
    Çelik, Servet; Bilge, Okan; Boduç, Erengül;
    Country: Turkey

    Objectives: The aim of this study was to provide long-term preservation of the pelvic coronal cross-sections using plastination technique. Thus, we intended to provide a better understanding of the three-dimensional anatomy of the pelvis for education and research purposes. Methods: The standard plastination method was combined with the section plastination technique. The coronal pelvis sectionsof 8mm thickness were passed through the plastination stages. At these stages, unlike the techniques in the literature, surgicalaspirator was used for cleaning the surfaces of the sections and xylene was used for lightening the plastinates. Results: At the end of the plastination stages, the sections preserved the real color and texture extremely well. Sections weredry, odorless, hygienic and could be handled without special precaution. Moreover, anatomical details were very clear and understandable, so that any structure could be measured photogrammetrically. Conclusion: Examination of the pelvic anatomy with coronal sections via plastination method could be very effectively usedin education and research. In this way, a technological and up-to-date innovation can be provided for the development andunderstanding of three-dimensional anatomy. Real examination of cross-sectional anatomy instead of virtual radiologicalimages can provide a useful and effective tool for both students and researchers.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Sert, Fatma; Özkök, Serdar; Oruç, Nevin; Ünalp, Ömer; Yalman, Deniz; Nart, Deniz; Haydaroğlu, Ayfer;
    Country: Turkey

    Amaç: Pankreas kanserlerinin epidemiyolojisi ve genel sağkalım (GSK) özelliklerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezine (EÜKAM) 1992-2017 yıllarında kayıtlı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) kanser verileri retrospektif olarak taranmıştır. CANREG özel bilgisayar programına kayıtlı veriler, WHO ve Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) sistemlerinde gruplanarak analizler yapılmıştır. İstatistiksel analizlerde Kikare, General Linear Model (GLM), Kaplan-Meier sağ kalım analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Toplam 117.139 kanser olgusunun 2.507’si pankreas kanseridir. Olgularımızın 1.493’ü (%59,5) erkek, 1.014’ü (%40,5) kadın olup pankreas kanseri iki cinsiyette benzer oranlarda izlenmektedir. Pankreas başı, en sık yerleşim yeridir. Genellikle ileri evrede tanı konulan kuyruk yerleşimli tümörler, erkeklerde daha sıktır (%11,5 vs. %6,2; p=0,047). Erkeklerde en sık 60 69 yaş arasında, kadınlarda ise 70 yaş üzerinde izlenmektedir. Ekzokrin tümörler, endokrin tümörlerden anlamlı oranda fazla karşılaşılmaktadır (%95 vs. %5; p=0,002). 1992 yılından 2014 yılı sonuna kadar kaydedilen pankreas kanseri olgularında doğrusal bir artış mevcuttur ve yıllara göre olan bu artış anlamlıdır (GLM: F=10,91, p<0,001). Artış cinsiyetler arasında farklılık göstermektedir. Erkeklerde daha yüksek ve doğrusal artış olduğu saptanmıştır (GLM: F=4,988, p=0,026). Hastalık prognozu oldukça kötü olup 2-, 5- ve 10-yıllık GSK oranları sırasıyla %15,9, %8,3 ve %6,0; ortanca GSK 7 aydır. Beş yıllık GSK erkeklerde %11,3 iken; kadınlarda %15,4 olup fark anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Sonuç: EÜTF’de EÜKAM tarafından 1992-2017 arasında, 117.139 kanser kaydı gerçekleştirilmiş, bunların 2507’si pankreas kanseridir. Pankreas kanserinde yıllara göre doğrusal artış vardır ve uzak metastatik evrede tanı konulmaktadır. En sık görülme yaş grubu olan 60-69 yaş grubu için 5 yıllık GSK %1,4 olarak bulunmuştur. Kadınlarda GSK erkeklere göre daha iyidir. Aim: To determine epidemiological and overall survival (OS) characteristics of pancreatic cancer patients. Materials and Methods: Data of Ege University Cancer Control and Research Center between 1992- 2017 were screened retrospectively. Data recorded in CANREG program were grouped and analyzed in WHO and Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) systems. Chi-square test, General Linear Model (GLM) and Kaplan-Meier survival analysis were used for statistical analysis. Results: Number of pancreatic cancer cases was 2,507 among 117,139 cancer cases. 1,493 (59.5%) of our cases were male and 1,014 (40.5%) were female. Pancreatic head was the most common location. Tail located tumors were more common in males (11.5% vs. 6.2%; p =0.047). It was most common in males between the ages of 60 and 69, in females over the age of 70. Exocrine tumors were significantly higher than endocrine tumors (95% vs. 5%; p=0.002). There was a linear increase in pancreatic cancer cases recorded from 1992 to the end of 2014, and this increase over the years was significant (GLM: F=10.91, p<0.001). A higher and linear increase was found in men (GLM: F=4.988, p=0.026). Disease prognosis was poor and 2, 5 and 10 year OS rates were 15.9%, 8.3% and 6.0%, respectively; median OS was 7monhts. While 5-year OS was 11.3% in men; 15.4% of women and it was found significant (p<0.001). Conclusion: There was a linear increase in pancreatic cancer over the years and the diagnosis was done in distant metastatic stage. The 5-year OS was 1.4% for the 60-69 years age group. OS was better in women than men.

  • Open Access English
    Authors: 
    Atalar M.H.; Şener R.N.; Yıldız B.; Yıldız Ö.K.;
    Publisher: Turkish Neurosurgical Society
    Country: Turkey

    [No abstract available]

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Adıgüzel, Gülşah; Küçükerbaş, Erhan Vecdi;
    Country: Turkey

    Sanayi devrimi ile birlikte ivme kazanan kentleşme hareketi ve insan faaliyetlerine bağlı olarak, kentsel peyzajlar ve iklim değişime uğramıştır. Bu değişim ile birlikte, yakın çevrelerindeki doğal peyzajlar ile iklimsel olarak farklılık gösteren kentlerde, artan sıcaklıklara bağlı olarak ısı adası sorunsalı ortaya çıkmıştır. Bu araştırma ile artan kentsel sıcaklıkları azaltmada bir kontrol parametresi olan yeşil alanların, iklimsel parametreler ile olan ilişkileri, gerçek zamanlı verilere dayalı olarak analiz edilmiştir. Bu ilişkiler, İzmir ili Bornova ilçesindeki 3 büyük kentsel yeşil alan ve yakın çevresini içinde bulunduran kent bölgesi kapsamında, kentsel örtü tabakası iklim özellikleri belirleme yöntemlerinden olan sabit ve hareketli istasyon ölçümleri yapılarak incelenmiştir. Bu ölçümler sonucunda toplanan meteorolojik veriler, istatistiksel analizlerden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelere bağlı olarak elde edilen önemli sonuçların başında; yeşil alanların kentsel sıcaklıkları, kendi karakteristiklerinin yanı sıra kentsel peyzajların özelliklerine bağlı olarak farklı oranlarda etkilediği gelmektedir. Araştırma sonucunda ise; araştırma alanı ve genel bağlamda planlama ve tasarım önerilerinin yanında, yasal ve yönetsel bağlamda öneriler ile hem ileriki çalışmalar, hem de kentsel iklim haritalarının hazırlanmasına öncülük edecek öneriler geliştirilmiştir. 

  • Other research product . Other ORP type . 2018
    Open Access Turkish
    Authors: 
    Sağlam, M. Hayri; Mısırlı, Adalet;
    Country: Turkey

    Ülkemizde doğal olarak yetişen kuşburnu besin değeri, vitamin, mineral içeriği ve yüksek antioksidan aktivitesi nedeniyle beslenme fizyolojisi ve gıda teknolojisi açısından önemli bir meyvedir. Tıbbi ve aromatik değerinin yanında, süs bitkisi, peyzaj tasarım ve erozyonu önleme gibi geniş kullanım alanları bulunmakta olup bölgesel kalkınma bakımından da önem taşımaktadır. Meyve türlerinde, çiçek tomurcuğu oluşumu ve çiçek organlarının gelişimi düzenli ürün için temel koşuldur. Bu doğrultuda, kuşburnunda çiçek tomurcuğu farklılaşması ve gelişiminin incelenmesi amacıyla planlanan bu çalışmada, İzmir-Kemalpaşa’da doğal florada bulunan çalılardan iki yıl süreyle aralık-mayıs döneminde periyodik olarak alınan çiçek tomurcuğu örneklerindeki mikroskobik incelemelerle gelişme safhaları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, Şubat ayı başında gerçekleşen morfolojik ayrımı takiben çiçek organlarının kısa sürede gelişimini tamamladığı tespit edilmiştir.

  • Open Access English
    Authors: 
    Erden, Seçkin; Ertekin, Mustafa; Ertekin, Gözde; Marmaralıd, Arzu;
    Country: Turkey

    Two-(biaxial and triaxial) and three-dimensional braided fabric structures are generally used as structural components in various industries such as ballistic, aerospace, automotive, energy, medical, marine, construction, and sports applications. Due to the advantages of braided structures like high level of uniformity, near net-shape manufacturing, design flexibility, repairability, low manufacturing cost, and damage resistance capability, braiding process have been preferred widely in the manufacturing of composite products. This study reports the influence of the braiding angle on the compression behaviour of carbon/epoxy tubular composites manufactured based on 2D biaxial braided fabrics, and also their comparison with that of the circular knitted ones. in order to determine the effect of braiding angle, 2D biaxial braids were manufactured by using three different braiding angles (62°, 67°, and 75°). Composite tube specimens were manufactured by vacuum bagging technique and their compression tests were performed. the results imply that braided carbon/epoxy tubes could be more suitable for the cases requiring smaller deformation and higher compressive stresses when compared to the circular knitted ones.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Tatarlar, Ceren Deniz; Çangarlı, Burcu Güneri;
    Country: Turkey

    Çalışmada iş yaşamında intikam kavramına odaklanılmış, bireyler tarafından intikam olgusunun nasıl kavramsallaştırıldığı, hangi davranışlarla kendini gösterdiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Konunun hassasiyeti göz önüne alınarak, derinlemesine görüşme veri toplama yöntemi olarak seçilmiş, kamu ve özel sektörde çeşitli pozisyonlarda çalışan 10 kişiyle görüşmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmeler bire bir transkriptlere aktarılmış ve söylem analizinden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular; oluşan temalar (intikam kavramının nasıl algılandığı, intikamı güdüleyen durumlar, intikam alma şekilleri ve affetme niyeti) çerçevesinde tartışılmıştır. Araştırma iş yaşamında pek çok olumsuz davranışın temeli olarak görülen intikam kavramının öncüllerinin ve sonuçlarının, çeşitli pozisyonların hem intikam alma şekillerinde hem de güdülenmede yarattığı farklılıkların, affetme niyetinin hangi durumlarda ve hangi sebeplerle ortaya çıktığının daha iyi anlaşılmasına katkı vermektedir. Human development measures the level of proThis exploratory study focuses on the concept of revenge in workplace. It attempts to understand how revenge is conceptualized by managers and employees, their revenge motives and strategies. Given the sensitivity of the subject, in-depth interview was chosen as the data collection method. Interviews were conducted with 10 people working in various positions in public and private sectors. Interviews were transcribed verbatim and analyzed with the help of discourse analysis. Findings are discussed around the emerging themes (perceptions of revenge, revenge motives, revenge strategies and forgiving). The research contributes to a better understanding of the antecedents and consequences of revenge, how different positions make difference in revenge strategies and motives, and in what kind of situations and intentions lead people to forgive instead of focusing on revenge.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Özgiray, Erkin; Çalışkan, K. Emre; Çağlı, M. Sedat; Yurtseven, Taşkın; Ertan, Yeşim; Akalın, Taner; Haydaroğlu, Ayfer;
    Country: Turkey

    Amaç: Bu çalışmanın amacı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi veri tabanında bulunan, merkezi sinir sistemi (MSS) tümörü tanısı ile tedavi edilen 5877 adet olgunun epidemiyolojik ve genel sağ kalım özelliklerini istatistiksel açıdan değerlendirmek ve literatür ile karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 1992 ile 2017 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tanı alan 5877 adet MSS kanseri olgusu, Ege Üniversitesi Kanserle Savaş, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (EÜKAM) özel eğitimli ve sertifikalı kanser kayıt elemanları tarafından kayıt altına alınan veriler, Ki-kare testi ve doğrusal modelleme yöntemi kullanılarak analiz edilmiş, p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: EÜKAM verilerine göre 1992 ile 2017 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tanı olan toplam kanser olgu sayısı 117139 olarak bulunmuş olup MSS tümörleri, 5877 adet olgu ile tüm kanser olgularının %5’ini oluşturmuştur. %66,7 oranında en sık beyin tümörleri izlenmiştir. MSS tümörleri en sık 50-59 yaş aralığında izlenmiştir. Beyin tümörlerinin en sık frontal lob lokalizasyonunda yerleştiği görülmüştür. Beyin tümörleri arasında diffüz astrositik ve oligodendroglial tümörler (%63) en sık izlenen grup olmuştur. Beyin tümörlerinin toplam sayısında da tüm MSS tümörleriyle benzer şekilde, 1992-2017 yılları arasında doğrusal bir artış izlenmiştir. Beş yıllık sağ kalım oranı, %86,3 oranı ile meninks tümörlerinde en fazla olduğu bulunmuştur. Sağ kalım oranlarının, 70 yaş ve üzeri grupta en düşük oranda olduğu, glioblastomların, erkeklerde (%60,4) daha sık görüldüğü izlenmiştir. Glioblastomlarda ortalama sağ kalım süresi, erkeklerde 11,6 ay, kadınlarda ise 13,3 ay olduğu bulunmuştur. Sonuç: Genel olarak EÜKAM verileri ve literatür bilgileri örtüşmektedir ve MSS tümörlerinin insidansında artış olduğu; CBTRUS, GLOBOCAN ve Türkiye Kanser İstatistiği verilerinde de izlenmektedir. Aim: The aim of this study was to evaluate the epidemiological and overall survival characteristics of 5877 patients diagnosed with Central Nervous System tumors in the database of Ege University Faculty of Medicine and compare them with the literature. Materials and Methods: 5877 cases of CNS cancer diagnosed at Ege University Hospital between 1992 and 2017 were recorded by specially trained and certified cancer registry staff of Ege University Cancer Control, Application and Research Center(EUCRC) analyzed using linear modeling method and Chi-Square test and p <0.05 was considered statistically significant. Results: According to EUCRC data, the total number of cancer cases diagnosed at Ege University Hospital between 1992 and 2017 was 117139 and CNS tumors accounted for 5% of all cancer cases with 5877 cases. 66.7% of the most common brain tumors were observed. CNS tumors were most frequently observed in the 50-59 age range. Brain tumors were most commonly located in the frontal lobe. Diffuse astrocytic and oligodendroglial tumors (63%) were the most common group among brain tumors. Similar to all CNS tumors, a linear increase was observed in the total number of brain tumors between 1992 and 2017. The 5-year survival rate was found to be the highest in meningeal tumors with a rate of 86.3%. It was observed that survival rates were the lowest in the 70-year-old group and Glioblastomas were more common in males (60.4%). The mean survival time in glioblastomas was 11.6 months for males and 13.3 months for females. Conclusion: In general, EUCRC data and literature data is overlapping and increase in the incidence of CNS tumors is also seen in the data of CBTRUS, GLOBOCAN and Turkey Cancer Statistics.

Advanced search in
Research products
arrow_drop_down
Searching FieldsTerms
Any field
arrow_drop_down
includes
arrow_drop_down
Include:
192 Research products, page 5 of 20
  • Open Access English
    Authors: 
    Akçam, Tevfik İlker; Ergönül, Ayşe Gül; Kavurmacı, Önder; Turhan, Kutsal;
    Country: Turkey

    [Özet Yok]

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Dedeoğlu, Fulya; Temür, Bora; Konakçı, Erim; Ozan, Ali;
    Country: Turkey

    Yukarı Menderes Havzası’nda bölgenin prehistorik dönem yerleşim modellerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen sistematik yüzey araştırmasının sonuçları temelinde başlatılan Ekşi Höyük Kazı Projesi, havzanın Neolitikleşme sürecine ilişkin stratigrafik bilgi elde etmeyi hedeflemesinin yanı sıra yerleşimi oluşturan topluluklarının örgütlenme biçimi, buna yönelik geliştirdikleri geçim stratejisi ve alan kullanımını araştırmaktadır. 2015-2019 yılı çalışmaları itibariyle 7 yapı katı tespit edilmiş olan yerleşimin henüz kurulum tabakasına ait verilere ulaşılamamıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen kazılar, yerleşimdeki iskanın MÖ 7. binyılın ilk çeyreğinde başladığını ve bu dönem yerleşiminin MÖ 6750-6600 yıllarına tarihlenen “kırmızı kireç tabanlı dörtgen yapılar” ile tanımlanabileceğini göstermektedir. Bu tabakayı “apsidal yapılar”ın karakterize ettiği MÖ 6400-6000 yıllarına tarihlenen tabakalar takip etmektedir. Nispeten tahrip olsa da iskanın MÖ 5500 sürecine kadar devam ettiği, bu sürecin ardından MS. 10-11.yy’da yerleşim mezarlık alanı olarak kullanılana dek terk edildiği tespit edilmiştir. Bu makale, Ekşi Höyük Arkeolojik Kazı Projesi’nin 2015-2019 kazı sezonlarından elde edilen ilk arkeolojik sonuçlarını kapsamakta olup, ağırlıklı olarak yerleşimin tabakalanması, mimarisi ve materyal kültürüne ilişkin verileri içermektedir. Building on the preliminary results of the Upper Meander Basin systematic survey conducted in the Upper Menderes Basin Archaeological Survey, Ekşi Höyük began in 2015 with the aim of to obtain stratigraphic information regarding the Neolithisation process of the basin, as well as exploring the organization of the early village communities and their land use. Ekşi Höyük was occupied in the first quarter of the 7th millennium BC. The settlement is characterized by “red lime plastered rectangular buildings” dating back to 6750-6600 BC., followed by “apsidal buildings” layers dated to 6400-6000 BC. Although destroyed by modern agricultural activity archaeological evidence indicate that the settlement continued until 5500 BC. And was abandoned until used as a cemetery in 10-11th century. This article contains the first archaeological results of the Ekşi Höyük in 2015-2019 excavation seasons, and mainly includes data on the stratification, architecture and material culture of the settlement..

  • Other research product . Other ORP type . 2020
    Open Access English
    Authors: 
    Çelik, Servet; Bilge, Okan; Boduç, Erengül;
    Country: Turkey

    Objectives: The aim of this study was to provide long-term preservation of the pelvic coronal cross-sections using plastination technique. Thus, we intended to provide a better understanding of the three-dimensional anatomy of the pelvis for education and research purposes. Methods: The standard plastination method was combined with the section plastination technique. The coronal pelvis sectionsof 8mm thickness were passed through the plastination stages. At these stages, unlike the techniques in the literature, surgicalaspirator was used for cleaning the surfaces of the sections and xylene was used for lightening the plastinates. Results: At the end of the plastination stages, the sections preserved the real color and texture extremely well. Sections weredry, odorless, hygienic and could be handled without special precaution. Moreover, anatomical details were very clear and understandable, so that any structure could be measured photogrammetrically. Conclusion: Examination of the pelvic anatomy with coronal sections via plastination method could be very effectively usedin education and research. In this way, a technological and up-to-date innovation can be provided for the development andunderstanding of three-dimensional anatomy. Real examination of cross-sectional anatomy instead of virtual radiologicalimages can provide a useful and effective tool for both students and researchers.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Sert, Fatma; Özkök, Serdar; Oruç, Nevin; Ünalp, Ömer; Yalman, Deniz; Nart, Deniz; Haydaroğlu, Ayfer;
    Country: Turkey

    Amaç: Pankreas kanserlerinin epidemiyolojisi ve genel sağkalım (GSK) özelliklerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezine (EÜKAM) 1992-2017 yıllarında kayıtlı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) kanser verileri retrospektif olarak taranmıştır. CANREG özel bilgisayar programına kayıtlı veriler, WHO ve Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) sistemlerinde gruplanarak analizler yapılmıştır. İstatistiksel analizlerde Kikare, General Linear Model (GLM), Kaplan-Meier sağ kalım analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Toplam 117.139 kanser olgusunun 2.507’si pankreas kanseridir. Olgularımızın 1.493’ü (%59,5) erkek, 1.014’ü (%40,5) kadın olup pankreas kanseri iki cinsiyette benzer oranlarda izlenmektedir. Pankreas başı, en sık yerleşim yeridir. Genellikle ileri evrede tanı konulan kuyruk yerleşimli tümörler, erkeklerde daha sıktır (%11,5 vs. %6,2; p=0,047). Erkeklerde en sık 60 69 yaş arasında, kadınlarda ise 70 yaş üzerinde izlenmektedir. Ekzokrin tümörler, endokrin tümörlerden anlamlı oranda fazla karşılaşılmaktadır (%95 vs. %5; p=0,002). 1992 yılından 2014 yılı sonuna kadar kaydedilen pankreas kanseri olgularında doğrusal bir artış mevcuttur ve yıllara göre olan bu artış anlamlıdır (GLM: F=10,91, p<0,001). Artış cinsiyetler arasında farklılık göstermektedir. Erkeklerde daha yüksek ve doğrusal artış olduğu saptanmıştır (GLM: F=4,988, p=0,026). Hastalık prognozu oldukça kötü olup 2-, 5- ve 10-yıllık GSK oranları sırasıyla %15,9, %8,3 ve %6,0; ortanca GSK 7 aydır. Beş yıllık GSK erkeklerde %11,3 iken; kadınlarda %15,4 olup fark anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Sonuç: EÜTF’de EÜKAM tarafından 1992-2017 arasında, 117.139 kanser kaydı gerçekleştirilmiş, bunların 2507’si pankreas kanseridir. Pankreas kanserinde yıllara göre doğrusal artış vardır ve uzak metastatik evrede tanı konulmaktadır. En sık görülme yaş grubu olan 60-69 yaş grubu için 5 yıllık GSK %1,4 olarak bulunmuştur. Kadınlarda GSK erkeklere göre daha iyidir. Aim: To determine epidemiological and overall survival (OS) characteristics of pancreatic cancer patients. Materials and Methods: Data of Ege University Cancer Control and Research Center between 1992- 2017 were screened retrospectively. Data recorded in CANREG program were grouped and analyzed in WHO and Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) systems. Chi-square test, General Linear Model (GLM) and Kaplan-Meier survival analysis were used for statistical analysis. Results: Number of pancreatic cancer cases was 2,507 among 117,139 cancer cases. 1,493 (59.5%) of our cases were male and 1,014 (40.5%) were female. Pancreatic head was the most common location. Tail located tumors were more common in males (11.5% vs. 6.2%; p =0.047). It was most common in males between the ages of 60 and 69, in females over the age of 70. Exocrine tumors were significantly higher than endocrine tumors (95% vs. 5%; p=0.002). There was a linear increase in pancreatic cancer cases recorded from 1992 to the end of 2014, and this increase over the years was significant (GLM: F=10.91, p<0.001). A higher and linear increase was found in men (GLM: F=4.988, p=0.026). Disease prognosis was poor and 2, 5 and 10 year OS rates were 15.9%, 8.3% and 6.0%, respectively; median OS was 7monhts. While 5-year OS was 11.3% in men; 15.4% of women and it was found significant (p<0.001). Conclusion: There was a linear increase in pancreatic cancer over the years and the diagnosis was done in distant metastatic stage. The 5-year OS was 1.4% for the 60-69 years age group. OS was better in women than men.

  • Open Access English
    Authors: 
    Atalar M.H.; Şener R.N.; Yıldız B.; Yıldız Ö.K.;
    Publisher: Turkish Neurosurgical Society
    Country: Turkey

    [No abstract available]

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Adıgüzel, Gülşah; Küçükerbaş, Erhan Vecdi;
    Country: Turkey

    Sanayi devrimi ile birlikte ivme kazanan kentleşme hareketi ve insan faaliyetlerine bağlı olarak, kentsel peyzajlar ve iklim değişime uğramıştır. Bu değişim ile birlikte, yakın çevrelerindeki doğal peyzajlar ile iklimsel olarak farklılık gösteren kentlerde, artan sıcaklıklara bağlı olarak ısı adası sorunsalı ortaya çıkmıştır. Bu araştırma ile artan kentsel sıcaklıkları azaltmada bir kontrol parametresi olan yeşil alanların, iklimsel parametreler ile olan ilişkileri, gerçek zamanlı verilere dayalı olarak analiz edilmiştir. Bu ilişkiler, İzmir ili Bornova ilçesindeki 3 büyük kentsel yeşil alan ve yakın çevresini içinde bulunduran kent bölgesi kapsamında, kentsel örtü tabakası iklim özellikleri belirleme yöntemlerinden olan sabit ve hareketli istasyon ölçümleri yapılarak incelenmiştir. Bu ölçümler sonucunda toplanan meteorolojik veriler, istatistiksel analizlerden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelere bağlı olarak elde edilen önemli sonuçların başında; yeşil alanların kentsel sıcaklıkları, kendi karakteristiklerinin yanı sıra kentsel peyzajların özelliklerine bağlı olarak farklı oranlarda etkilediği gelmektedir. Araştırma sonucunda ise; araştırma alanı ve genel bağlamda planlama ve tasarım önerilerinin yanında, yasal ve yönetsel bağlamda öneriler ile hem ileriki çalışmalar, hem de kentsel iklim haritalarının hazırlanmasına öncülük edecek öneriler geliştirilmiştir. 

  • Other research product . Other ORP type . 2018
    Open Access Turkish
    Authors: 
    Sağlam, M. Hayri; Mısırlı, Adalet;
    Country: Turkey

    Ülkemizde doğal olarak yetişen kuşburnu besin değeri, vitamin, mineral içeriği ve yüksek antioksidan aktivitesi nedeniyle beslenme fizyolojisi ve gıda teknolojisi açısından önemli bir meyvedir. Tıbbi ve aromatik değerinin yanında, süs bitkisi, peyzaj tasarım ve erozyonu önleme gibi geniş kullanım alanları bulunmakta olup bölgesel kalkınma bakımından da önem taşımaktadır. Meyve türlerinde, çiçek tomurcuğu oluşumu ve çiçek organlarının gelişimi düzenli ürün için temel koşuldur. Bu doğrultuda, kuşburnunda çiçek tomurcuğu farklılaşması ve gelişiminin incelenmesi amacıyla planlanan bu çalışmada, İzmir-Kemalpaşa’da doğal florada bulunan çalılardan iki yıl süreyle aralık-mayıs döneminde periyodik olarak alınan çiçek tomurcuğu örneklerindeki mikroskobik incelemelerle gelişme safhaları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, Şubat ayı başında gerçekleşen morfolojik ayrımı takiben çiçek organlarının kısa sürede gelişimini tamamladığı tespit edilmiştir.

  • Open Access English
    Authors: 
    Erden, Seçkin; Ertekin, Mustafa; Ertekin, Gözde; Marmaralıd, Arzu;
    Country: Turkey

    Two-(biaxial and triaxial) and three-dimensional braided fabric structures are generally used as structural components in various industries such as ballistic, aerospace, automotive, energy, medical, marine, construction, and sports applications. Due to the advantages of braided structures like high level of uniformity, near net-shape manufacturing, design flexibility, repairability, low manufacturing cost, and damage resistance capability, braiding process have been preferred widely in the manufacturing of composite products. This study reports the influence of the braiding angle on the compression behaviour of carbon/epoxy tubular composites manufactured based on 2D biaxial braided fabrics, and also their comparison with that of the circular knitted ones. in order to determine the effect of braiding angle, 2D biaxial braids were manufactured by using three different braiding angles (62°, 67°, and 75°). Composite tube specimens were manufactured by vacuum bagging technique and their compression tests were performed. the results imply that braided carbon/epoxy tubes could be more suitable for the cases requiring smaller deformation and higher compressive stresses when compared to the circular knitted ones.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Tatarlar, Ceren Deniz; Çangarlı, Burcu Güneri;
    Country: Turkey

    Çalışmada iş yaşamında intikam kavramına odaklanılmış, bireyler tarafından intikam olgusunun nasıl kavramsallaştırıldığı, hangi davranışlarla kendini gösterdiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Konunun hassasiyeti göz önüne alınarak, derinlemesine görüşme veri toplama yöntemi olarak seçilmiş, kamu ve özel sektörde çeşitli pozisyonlarda çalışan 10 kişiyle görüşmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmeler bire bir transkriptlere aktarılmış ve söylem analizinden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular; oluşan temalar (intikam kavramının nasıl algılandığı, intikamı güdüleyen durumlar, intikam alma şekilleri ve affetme niyeti) çerçevesinde tartışılmıştır. Araştırma iş yaşamında pek çok olumsuz davranışın temeli olarak görülen intikam kavramının öncüllerinin ve sonuçlarının, çeşitli pozisyonların hem intikam alma şekillerinde hem de güdülenmede yarattığı farklılıkların, affetme niyetinin hangi durumlarda ve hangi sebeplerle ortaya çıktığının daha iyi anlaşılmasına katkı vermektedir. Human development measures the level of proThis exploratory study focuses on the concept of revenge in workplace. It attempts to understand how revenge is conceptualized by managers and employees, their revenge motives and strategies. Given the sensitivity of the subject, in-depth interview was chosen as the data collection method. Interviews were conducted with 10 people working in various positions in public and private sectors. Interviews were transcribed verbatim and analyzed with the help of discourse analysis. Findings are discussed around the emerging themes (perceptions of revenge, revenge motives, revenge strategies and forgiving). The research contributes to a better understanding of the antecedents and consequences of revenge, how different positions make difference in revenge strategies and motives, and in what kind of situations and intentions lead people to forgive instead of focusing on revenge.

  • Open Access Turkish
    Authors: 
    Özgiray, Erkin; Çalışkan, K. Emre; Çağlı, M. Sedat; Yurtseven, Taşkın; Ertan, Yeşim; Akalın, Taner; Haydaroğlu, Ayfer;
    Country: Turkey

    Amaç: Bu çalışmanın amacı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi veri tabanında bulunan, merkezi sinir sistemi (MSS) tümörü tanısı ile tedavi edilen 5877 adet olgunun epidemiyolojik ve genel sağ kalım özelliklerini istatistiksel açıdan değerlendirmek ve literatür ile karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 1992 ile 2017 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tanı alan 5877 adet MSS kanseri olgusu, Ege Üniversitesi Kanserle Savaş, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (EÜKAM) özel eğitimli ve sertifikalı kanser kayıt elemanları tarafından kayıt altına alınan veriler, Ki-kare testi ve doğrusal modelleme yöntemi kullanılarak analiz edilmiş, p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: EÜKAM verilerine göre 1992 ile 2017 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tanı olan toplam kanser olgu sayısı 117139 olarak bulunmuş olup MSS tümörleri, 5877 adet olgu ile tüm kanser olgularının %5’ini oluşturmuştur. %66,7 oranında en sık beyin tümörleri izlenmiştir. MSS tümörleri en sık 50-59 yaş aralığında izlenmiştir. Beyin tümörlerinin en sık frontal lob lokalizasyonunda yerleştiği görülmüştür. Beyin tümörleri arasında diffüz astrositik ve oligodendroglial tümörler (%63) en sık izlenen grup olmuştur. Beyin tümörlerinin toplam sayısında da tüm MSS tümörleriyle benzer şekilde, 1992-2017 yılları arasında doğrusal bir artış izlenmiştir. Beş yıllık sağ kalım oranı, %86,3 oranı ile meninks tümörlerinde en fazla olduğu bulunmuştur. Sağ kalım oranlarının, 70 yaş ve üzeri grupta en düşük oranda olduğu, glioblastomların, erkeklerde (%60,4) daha sık görüldüğü izlenmiştir. Glioblastomlarda ortalama sağ kalım süresi, erkeklerde 11,6 ay, kadınlarda ise 13,3 ay olduğu bulunmuştur. Sonuç: Genel olarak EÜKAM verileri ve literatür bilgileri örtüşmektedir ve MSS tümörlerinin insidansında artış olduğu; CBTRUS, GLOBOCAN ve Türkiye Kanser İstatistiği verilerinde de izlenmektedir. Aim: The aim of this study was to evaluate the epidemiological and overall survival characteristics of 5877 patients diagnosed with Central Nervous System tumors in the database of Ege University Faculty of Medicine and compare them with the literature. Materials and Methods: 5877 cases of CNS cancer diagnosed at Ege University Hospital between 1992 and 2017 were recorded by specially trained and certified cancer registry staff of Ege University Cancer Control, Application and Research Center(EUCRC) analyzed using linear modeling method and Chi-Square test and p <0.05 was considered statistically significant. Results: According to EUCRC data, the total number of cancer cases diagnosed at Ege University Hospital between 1992 and 2017 was 117139 and CNS tumors accounted for 5% of all cancer cases with 5877 cases. 66.7% of the most common brain tumors were observed. CNS tumors were most frequently observed in the 50-59 age range. Brain tumors were most commonly located in the frontal lobe. Diffuse astrocytic and oligodendroglial tumors (63%) were the most common group among brain tumors. Similar to all CNS tumors, a linear increase was observed in the total number of brain tumors between 1992 and 2017. The 5-year survival rate was found to be the highest in meningeal tumors with a rate of 86.3%. It was observed that survival rates were the lowest in the 70-year-old group and Glioblastomas were more common in males (60.4%). The mean survival time in glioblastomas was 11.6 months for males and 13.3 months for females. Conclusion: In general, EUCRC data and literature data is overlapping and increase in the incidence of CNS tumors is also seen in the data of CBTRUS, GLOBOCAN and Turkey Cancer Statistics.

Send a message
How can we help?
We usually respond in a few hours.